İddia;
16:101"Biz bir âyetin yerine başka bir âyeti getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- «Sen ancak bir iftiracısın» dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler."
10:64 "Dünya hayatında da ahirette de onlara müjde vardır. Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir."
Maalesef mezheplerin bir çoğu kuran'da 16:101,10:64 'e binaen nesih (hükmü kaldıran ayet) mensuh(hükmü kalkan ayet) olduğunu ifade etmektedir. Bu ayetlerde geçen "ayet" kelimesi cümle anlamında değil, delil / işaret / mucize anlamında söylenilmektedir.
34:38 ”Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir.”
Nasih Mensuh felaketine inanan kişiler, bazı ayetlerin hükmü var ama ayeti yok, bazısı da ayeti var ama hükmü kalktı diyorlar. Recm hurafesi ve içki ayetlerini de bunlara örnek gösteriyorlar.
2:105 Ehli kitaptan kafirler ve ortak koşanlar, Rabbiniz’den size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah rahmetini dilediğine özgüler. Allah büyük lutfun sahibidir.
41:42 ”Ona (Kuran’a)görünen görünmeyen hiç bir iptal edici şey gelemez diyor. Çünkü Kuran her hükmünde isabetli olan Allah tarafından indirilmiş mesajdır” diyor. Nisa Suresi 82’de, ”Onlar hala Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının Katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı.”
2:106 ”Biz, daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir delili (ayeti) yürürlükten kaldırmaz (neshetmez) veya onu unutturmayız. Allah’ın her şeye gücü yettiğini bilmedin mi” buyurur.Ayetlerin nesh edildiğini savunanlar, genellikle delil olarak bu ayeti gösterirler. Ayet kelimesi tekil olarak Kuran’da 84 yerde zikredilir. Ve bunların tümünde ”mucize, delil, belge, işaret ve risalet, yani peygamberlik ve sistem” manalarında kullanılmıştır. Hiç bir yerde Kuran ayetleri için kullanılmamıştır. Ayet kelimesinin çoğulu olan “ayat” ifadesi Kuran ayetleri manasında kullanılır. Tekil olan “ayet”kelimesinin geçtiği ayetlerin listesi şöyle:
2:106 ”…bir delili (ayeti) yürürlükten kaldırmaz (neshetmez) veya onu unutturmayız.” diyor.Unutturduk ve yerine yenisini getirdik demiyor. Mesela İsra Suresi 86. ayette Allah;
”Andolsun, eğer dilersek, sana vahyettiklerimizi gerçekten gideriveririz, sonra bunun için Bize karşı bir vekil bulamazsın.”diyor. Burada kullanılan ifade diledik ve yaptık manasına gelmiyor. Dilersek yaparız manasına geliyor. İkisi çok farklı. Allah burada Kendi kudretine işaret ediyor. Yine Zümer Suresi 65’de
”Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): “Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın.”der.Bu ayette Allah peygambere, ”eğer müşrik olursan amellerini sileriz” diyor. Ayetten, ”peygamber müşrik oldu ve amelleri silindi” sonucu çıkmıyor.
2:105 ”Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.”Burada Ehl-i Kitaptan olan müşrikler ve kafirler müminler için neyi istemiyor? Müminler kaç vakit namaz kılsın, yüzlerini nereye dönsünler, borç hukuku vs… Elbette ilgilendikleri ve müminler için istemedikleri konular bunlar değil. Çünkü bu konular onlarla alakalı değil. Onlar Kuran’ın tümünü ve peygamberi istemiyorlardı. Bu ayetin arkasından Bakara 106’ya bir daha bakalım; ”Biz bir ayeti kaldırırsak, yerine daha iyisini getiririz” diyor mealen. Burada bahsedilen ayet, ” risalet, peygamberliktir”. Allah demiş oluyor ki, ”böyle bir unutturma (risalet konusunda) olursa bu, Bizim gücümüz dahilindedir”. Ayetin sonunda ”Allah’ın her şeye gücü yettiğini görmüyor musun” diyor.
Kuran-ı Kerim’den herhangi bir ayetin neshedilmiş olduğuna dair bir tek hadis rivayet edilmemiştir: “Sahihi Buhari’yi, Sahihi Müslim’i, Ebu Davud’u, Tirmizi’yi, Nesei’yi, İbn-i Mace’yi, Darimi’yi, Malik’in Muvatta’sını başından sonuna kadar tetkik eder ve bunlara Zeyd bin Ali Müsned’ini, İbn-i Sad’ın Tabakat’ını, İbn-i Hanbel’in Müsned’ini, Tayalesi’nin Müsned’ini, İbn-i Hişam’ın Sireti’ni ve Vakidi’nin Meğazsi’ni ilave ederek hepsinin mufassal bir indeksini vücüda getiren değerli müsteşrik Vensisk’in eserini ve bu eseri ilavelerle Arapça’ya nakleden Mehmet Fuad Abdulbaki’nin Meftahu Kunuzi Elsine’sini tetkik ettik; tüm bu kitapların nasihten ve mensuhtan bahseden bir tek hadis rivayet etmediklerine emin olduk.” (Abdullah Yıldız ve Şemseddin Özdemir, Kuran’ı Anlamak Farzdır, s. 92).
Ayrıntılı bilgi için; http://www.dinicevaplar.com/kuranda-nasih-ve-mensuh-var-mi/
Yorum Gönder
Kodu görmek için ifadeye tıklayın!
İfadenizin görünebilmesi için ifade öncesi ve sonrası bir boşluk bırakınız.