Menu
 

KADIN HAKLARI AÇISINDAN İSLAM VE HRİSTİYANLIK, TÜRK KADININ VAR OLAN STATÜ VE HAKLARINI İYİLEŞTİRMEDİĞİ GİBİ KAYBETMESİNE NEDEN OLMUŞTUR.

 Kadın, "Türk" geleneğinde hiçbir zaman şeytanlaşmış bir varlık, erkeğin yanına iliştirilmiş, erkeğe hizmet için yaratılmış bir tür olarak algılanmamıştır. Yine Türk geleneğinde çocuk evliliği gibi bir şey yoktu. Ancak İslami rivayetler/hadisler de bununla ilgili çok fazla içerik mevcuttur. Yahudilik ve Hristiyanlık'ta da durum aynıdır.

İslam, Türk kadınına ne kattı?
Bu yazı da kadınları küçük gören, aşağılayan rivayetleri/hadisleri yazılıp Arapların kadınlara bakış açısı budur denilmeyecek, bunun yerine genellikle hadislere dayanarak hüküm veren mezhep (Hanefi, Maliki, Şafi, Hanbeli) imamlarının ve Roma hukukunun kadınlar ve evlilik hakkında verdikleri yargılar kapalı uçlu soru cevap şeklinde yazılacaktır.






1  1)      Evlilik için yaş sınırı var mı? Akıl sağlığı şart mı?
Kurana göre: Evet. Akli dengesi bozuk olanlar evlendirilemez. Rüşt ve olgunluk(4/5,6).
Mezheplere göre: Evlilik için yaş sınırı yoktur, aklı dengesi bozuk olanlar evlendirilebilir.
Roma hukukuna göre: Hayır. Akıl sağlığı yerinde olmayanlar evlendirilebilir.

2 2)      İlan edilmeyen (marufa uygun, hukuki bir yaptırımı olmayan) evlilik geçerli mi?
3      Kur'ana göre: Geçersiz.
Mezheplere göre: Maliki mezhebi hariç diğerleri için geçerlidir.

4 3)      Evlilik için kadınlara Mehir şart mı?
Kurana göre: Şart
Mezheplere göre: Hayır
Roma hukukuna göre: Hayır

5 4)      Kadın evleneceği kişiyi seçmede özgür mü?
Kurana göre: Kadın eşini seçmede özgürdür (2/232)
Mezheplere göre: Hanefiler de aileler denk ise seçebilir, diğerlerinde seçemez onaylayabilir. 
Roma hukukuna göre: Kadının eşini veli seçer. Kadının itiraz hakkı yoktur.

6 5)      Kadın üç beş kelime ile boşanabilir, şahit gerekir mi?
Kurana göre: Söz ile boşanamaz, Şahitlik gerekir.
Mezheplere göre: Kadın söz ile boşanabilir erkek isterse kadını bir kere de üç kere boşayabilir böyle bir boşamada tekrar evlenebilmeleri için kadının başkası ile evlenip boşanması gerekmektedir. Kadını boşamak için şahit gerekmez.
Roma hukukuna göre: Hayır

7 6)      Kadının boşanma hakkı var mı?
Kurana göre: Evet
Mezheplere göre: Hayır. Hanefilerde istisnası var.
Roma hukukuna göre: Hayır. Kadının tek taraflı evliliği sona erdirme yetkisi yok. Son zamanlarda bir takım değişiklikler yapılmıştır.

8 7)      Kadın cinsiyetinden dolayı vesayet/ himaye altında mıdır?
Kurana göre: Hayır. Kadın, cinsiyetinden dolayı vesayet altında değildir (7/189...)
Mezheplere göre: Evet. Aile hukukunda, kadın cinsiyetinden dolayı vesayet altındadır(Hanefiler bazı durumlarda kadını ehil saymıştır).
Roma hukukuna göre: Evet.  Kadın cinsiyetinden dolayı vesayet altındadır.

9 8)      Evlilik haricinde cinsel ilişki haram mıdır?
Kurana göre: Evet (Cariyeler dâhil  5/5;25/68;17/32).
Mezheplere göre: Hayır. Keyfi süreli ilişki evliliği, misyâr nikâhı yapılabilir. Cariye ile evlilik dışı cinsel ilişki serbesttir.
Roma hukukuna göre: Cariye ile evlilik dışı cinsel ilişki serbesttir.

1 9)  Kadın tek başına bir kişilik midir?
Kurana göre: Evet ((30/21;7/189;31/14;17/23,24;2/187...).
Mezheplere göre: Hayır. Koca ve veli arasındaki sözleşmeye bağlı.
Roma hukukuna göre: Evlilik akdinin özelliğine bağlı olarak, kadın kocasının hâkimiyetine geçer veya babasının hâkimiyeti altında kalmaya devam eder, ama hiçbir zaman tek başına bir kişilik olamaz.

10) Kadın cinsiyetinden dolayı vesayet/ himaye altında mıdır?


Kurana göre: Hayır. Kadın, cinsiyetinden dolayı vesayet altında değildir (7/189...)
Mezheplere göre: Evet. Aile hukukunda, kadın cinsiyetinden dolayı vesayet altındadır(Hanefiler bazı durumlarda kadını ehil saymıştır).
Roma hukukuna göre: Evet.  Kadın cinsiyetinden dolayı vesayet altındadır

1 11)  Erkek, tekrar evlenirken karısından izin alması gerekir, karısını dövebilir tecavüz edebilir mi?
Mezheplere göre: Erkek, karısından izin almasına gerek yoktur, karısını dövebilir, tecavüz edebilir.

1 12)  Bir baba nikâhsız doğan öz kızı ile evlenebilir mi?
Mezheplere göre: İmam Şafii’ye göre bir baba nikâhsız doğan öz kızı ile evlenebilir diğer mezheplere göre evlenemez.


Mezheplerin, İslam geleneğinin kadınlar hakkındaki hükümleri bu şekildedir.

Kadın İslam gelmeden evvel adı bile olmayan, bir meta kullanılan bir eşya olarak algılanırdı ve muamele görürdü, mirastan hak bile verilmezdi, Kadınların düşürüldükleri çirkefi göze alamayan babaları tarafından diri diri toprağa gömülürdü! vs. şeklindeki kanı maalesef gerçeği yansıtmamaktadır.

İslam öncesi Arap örfünde de kadını üç talakla boşama, bu şekilde boşanmış kadının ancak bir başka erkekle evlilikten sonra önceki eşine dönebilme şartı (hülle), mirasta erkek çocuklara kızların payının iki misli pay verilmesi gibi uygulamalar da mevcuttu. (13)
Kız çocuklarının diri diri gömülmesi yaygın bir uygulama değildi. Peygamberin eşi Hatice ve Ebu Süfyan'ın eşi Hint örneği bunu göstermektedir.


Özetle, mezheplere göre evlilik için yaş sınırı yoktur, akıl sağlığı, mehir şart değildir. Kadın evleneceği erkeği seçemez(Hanefiler de aileler denk ise seçebilir). Kadın bir kaç kelime ile üç kere birden boşanabilir. Üç kere birden boşandığında başkası ile evlenmeden evlenilemez. Boşanmak için şahit gerekmez. Kadın tek başına kişilik değildir, koca ve veli arasındaki sözleşmeye bağlıdır. Kadının boşanma hakkı yoktur (Hanefiler de istisnası vardır). Kadınlar cinsiyetinden dolayı vesayet altındadır(Hanefiler bazı durumlarda kadını ehil saymıştır). Erkek evlilik dışında cariyelerle ilişki kurabilir ve misyâr nikahı (keyfi süreli ilişki evliliği) yapabilir. Erkek tekrar evlenirken karısından izin almasına gerek yoktur. Erkek karısını dövebilir.



Sultan Baybars (1223- 1277)
Kıpçaklar Türk Boyları arasında en açık tenli genel de kumral ve gök gözlü bir boy olarak bilinir.
Baybars, uzun boylu, mavi gözlü, kumral Bir KIPÇAK Türküdür.
Bir savaşta esir düşer, köle olarak değişik pazarlarda satılır.
En son Şam'da Eyyubî Sultanı Melikü's-Salih’in adamları tarfından satın alınır.
Eyyubi Sultanı Salih, Türk askerlere büyük önem veriyor ve ordusunu bu Türk Gulamlara (Köle askerler) dayandırıyordu.
Bir savaşçı olan Baybars Haçlılara karşı müthiş mücadeleler veren orduda asker olarak görev almaya başladı.
Eyyübi ordusunun temeli Kafkasya kökenli özellikle Kıpçak, Adige, Tatar, Karaçay ve Dağıstanlı askerlerden oluşuyordu (Çoğu Moğolların işgaliyle esir alınıp köle olarak satılan askerler)  ve Adigeler  hariç diğerleri tamamen Türk'tü.
Mansure Meydan Muharebesinde (1249) Haçlı ordusunun yenilmesi ve Fransa Kralı IX. Lois’in esir edilmesinde gösterdiği inanılmaz dehası Baybars’ı bir destan kahramanı haline getirmiştir.

Baybars Eyyübi devletinin hizmetindeydi, fakat Eyyübi Devletinde hanedan içinde problemler vardı. Eyyübi Sultanı ordudaki Türkler tarafından tahttan indirildi ve böylece Memlüklüler Devleti kuruldu. Bu süreçte Baybars çok aktif bir rol üstlendi (1250).

Komutanlar İlk Memlük sultanı olarak Eyyübi Sultanı Salih’in dul eşi olan ve bir Türk olan Seçer ed Dürr’ü seçtiler. Böylece Mısır’da Türk Memlük Devleti resmen kurulmuş oldu. Fakat Kadın Sultan, Arap ve Müslümanlar için çok kabul edilebilir bir şey değildi.
Bu sebeple Suriye’de İsyanlar başladı ve devlet bölünme sürecine girdi. Bunun üzerine Seçer tahtı bıraktı Aybek et-Türkmânî ile evlenerek saltanatı ona bıraktı (Haziran 1250).

Moğol tehlikesi Anadolu’da olduğu kadar Suriye’de de mevcuttu ve Moğollar bu arada  Hulagu döneminde Irak'a gelip Bağdat’ı yakıp yıktı ve Abbasileri tarih sahnesinden sildi (1258).

Tehlike Memlük Devletine doğru yaklaşıyordu. Ve o gün geldi, Başkomutan Baybars’ın Memluk Ordusu ve Moğol ordusu “Ayn-ı Calut Meydan Muharebesi”nde karşı karşıya geldiler (1260).
Büyük Komutan, Efsanevi Komutan Baybars’ın Stratejisi ile Moğol ordusu perişan edildi. Moğollar ilk yenilgisini Türkler'den aldı. Bugünkü adıyla Bayırbucak Türkmenleri de dahil. Özellikle Suriye ve Kerkük de dahil  diğer bölgelerdeki Tükmenleri bu bölgelere yerleştiren ve yurt yapmalarını sağlayan da BAYBARS’tır.
Baybars yaptığı işlerle Ortadoğu’da Osmanlı döneminde sağlanan 400 yıllık barış döneminin de temellerini atmıştır. Baybars'ın Bilim ve sanat alanında bıraktığı eserler.bakınız (12)


Bilge Kağan -Yasaları




Türkler de Kadın, Türk Milletinin tek bereket kaynağıdır. Kendisine verilen bir takım haklardan dolayı hanların, hakanların, cengaverlerin önünde saygıyla eğildikleri bir şeref abidesidir.









* Arap örfünde bir kadın kocasını boşayamaz.
- Eski Türklerde koca karısını boşayabildiği gibi, kadında kocasını boşayabilirdi.
.
* Arap örfünde kadın tek başına kişilik sayılmadığı gibi cinsiyetinden dolayı vesayet/himaye altındadır.
- Eski Türk destanlarında kadın erkeğinin her daim yanındadır. Kadın erkeğinin güç ve ilham kaynağı kabul edilirdi.
.
* Arapların zihninde Allah yedi kat göğün üstündedir.
- Eski Türk inancına göre ‘’Han ile Hatun’’ gök ve yerin evlatlarıdır. Kadının yeri yedinci kat göktür.
- Kadının yüceliği Altay Dağlarının en yüksek
tepesine “Kadınbaşı” ismi verilerek yaşatılmıştır.
.
* Arapların örfünde bir kişi eşini beğendiğinde veya birisini evlendirmek istediğinde eşlerinden birini boşayıp ona verirdi.
-Eski bir Türk atasözü; ‘’Birinci zenginlik sağlık, ikinci zenginlik iyi bir kadın.’’
- Savaşta kadınların düşman eline geçmesi büyük bir utanç sayılırdı.
.
*Kuran ve Hadisler’de tecavüz suçunun cezası belirtilmemiştir.
-Tecavüzle ilgili eski Ahit şöyle buyurur: "Bir adam nişanlı olmayan bir bakireyle karşılaşır, onu ele geçirip onunla yatarsa ve bu kişiler bulunursa, kadınla yatan adam kadının babasına 50 şekel değerinde gümüş vermelidir, böylelikle kadın onun karısı olur." (Deuteronomu, 22:28-29).
.
-Oğuz Kağan destanından öğrendiğimize göre ırza tecavüzün cezası ölüm veya gözlere mil çekilmesiydi.
Arap gezgini Ahmed bin Fadlan, Türklerin tecavüz suçlusunun bacaklarından çapraz bağlanmış iki ağaca bağladığını ve ipin kesilmesi sureti ile bacakların ayrıldığını hatıralarında belirtir.

Türklerin yarı göçebe bir hayat sürmeleri uzun süreli hapis cezası verilmesini engellemiştir( hapis cezaları 10 günü geçmezdi ).

.
*Arap örfünde çok eşlilik olduğu gibi kuma getirirken önceki eşlerinden izin alınmasına gerek yoktur.
-Türkler'de tek eşlilik esastır. Türk devlet idaresinde Hakan’ın eşi Hatun da söz sahibi idi. Savaşlarda Hakan’ın yanında yer alan Hatun, devlet adamı gibi eğitilir ve yetiştirilirdi. Hakan vefat edince devletin başına Hakan’ın eşi Hatun geçerdi. Yasa niteliğindeki emirnameler Hakan ve Hatun’un imzası olmazsa yürürlüğe konmazdı.

*Arap örfünde hür, köle, zengin gibi sınıflar vardır.
-Tükler de zengin, fakir, asker, kadın, erkek sınıfı yoktu kölelik sadece Hun’lar da vardı çoğu Çin’den kaçan kölelerdi. Yarı göçebe yaşayan Türkler’de Kölelik yoktu ta ki Araplar’la tanışana kadar.
Çocuklar ( kız – erkek ayırt edilmeksizin ) küçük yaştan itibaren askeri bir eğitime ( at binme, ok ve yay kullanma )  tabi tutulurdu.
.
Arap gezgini olan İbn’i Batuta** bu durumu şöyle anlatır:
“Burada tuhaf bir hale şahit oldum ki o da Türklerin kadınlarına gösterdiği HÜRMETTİ. Burada kadınların kıymeti ve derecesi erkeklerinden daha ÜSTÜNDÜR.”

Tükler de fakir, zengin, asker, kadın, erkek sınıfı yoktu kölelik sadece Hun’lar da vardı çoğu Çin’den kaçan kölelerdi. Yarı göçebe yaşayan Türkler’de Kölelik yoktu ta ki Araplar’la tanışana kadar.
Araplar bizi bu topraklara köle olarak getirdi. Savaşlarda kullandı. Daha önceden Hakan ile Hatun devleti birlikte yönetir. Kurultay’da Hatun’un da sözü dinlenirdi. Osmanlı devletine baktığımızda kadın sistemin dışına itilmiştir(Köprülü sadrazam Mehmet Paşa'nın saltanatına kadar Kadınlar devlet yönetiminde yer aldı ;Kösem Sultan, Ayşe Hafsa Valide Sultan, Nurbanu Sultan, Mihrimah,Safiye Sultan, Hatice Turhan, Fatma Haseki, Bezmialem Valide Sultan, Hürrem) kölelik, cariyelik vb. Arap örfleri/hukukları benimsenmiştir. Osmanlıyı kölelik, cariyelik, işgalcilikle suçlanmasını doğru değil, bunlar Arap örflerinin Türklere fatura edilmesinden başka bir şey değil.



** Ortaçağ’da mitsiz, hatasız dört dörtlük yazılmış seyahatname yok ibn'i batuta bazı hatalarda, abartılarda bulunmuştur. O çağlarda çok fazla seyyahta yok zaten.
ibn batuta eserinde insan unsuruna en fazla değer veren seyyahtır.
Osmanlının kuruluş yıllarında seyahat etmiş ve Türkçe biliyor. Türklerin en güzel şehri diye tanımladığı harizm(ürgenç)de Emir Kutlu Demür ile görüşür ve eşi Türabek Hatun’dan hediyeler alıyor. Anadolu’da kadınlar tıpkı akıncı gibi at koşturmakta, Pazar ticaretinde ön saflarda yer almakta, Özbek Han'ın ülkesinde asilzade hanımları sosyal etkinliklerde kocalarından aşağı kalmadığını vs. yazıyor.

  • Eski Türklerde kadın miras hakkına sahipti. Kadının kendine ait mülkü mevcuttu. Kadının bunu istediği gibi kullanma hakkı vardı.
  • Eski Türklerde koca karısını boşayabildiği gibi, kadında kocasını boşayabilirdi.
  • Bilge Kağan kitabesinde Kağan ‘’ Sizler Anam Katun, Büyük Annelerim, Hala ve Teyzelerim, Prenseslerim..’’ sözleri ile hitabına başlar.
  • Yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari konumlardaki görüşlerini beyan ederdi. Mesela büyük Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Tanrıkut Mete Han’ın Katunu imzalamıştır.
  • Ebul Gazi Bahadır Han, Secere-i Terakime’de, Oğuz ilinde, yedi kızın uzun yıllar beylik yaptığını anlatmaktadır.
  • Kurultay; törede değişiklik yapabilir, hükümdar ve veliahttı belirleyebilir, siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik sorunlarla ilgili kararlar alabilirdi. 
  • Kurultay’a; hakan, hatun, asker ve sivil yöneticiler, boy beyleri ve bağlı kavimlerin yöneticileri, hanedan ailesinin ileri gelenleri katılırdı.



İlber Ortaylı - Kadın Dövme Geleneği

Ne zaman Türkler Müslümanlığı kabul edip, şehir dini olarak muhkem hale getirdiler o zaman İslam diye Arap örfü toplumda kök salmış ve yüzyıllar içerisinde gerek medrese gerekse tarikat öğretisinin etkisiyle kadın toplumsal rol ve etkinliğini kaybetmiştir.

Türkler için İslamiyet ve Hristiyanlık öncesinde kadın, eşit birey olarak toplumda yer alırken, Türklerin Müslüman, Hristiyan olmasından sonra kadınlar toplumsal yerini ve fonksiyonunu kaybetmeye başlamışlardır. Yani "haklar" açısından İslam Türk kadınına yeni bir şey getirmediği gibi var olan haklarını, statüsünü de kaybetmesine neden olmuştur.






_________________________________________________________________________________
::: Kaynaklar

Burada yer alan ucu kapalı soru ve cevaplar, Edlira Llukaçaj İncekara'nın KUR'AN'A GÖRE KADIN VE EVLİLİK adlı tezinden özet olarak çıkarılmıştır.

İslamiyet Öncesi Türkler'de evlilik.

12) 1.MEMLÛKLER'IN BAYBARS ZAMANINDAKI (1360-1377) SURIYEÇUKUROVASIYASETI VE BU SIYASETIN ÇUKUROVA'NIN TÜRKLESMESINDEKI ROLÜ (Cüneyt KANAT). 2. Mısır Türk Sultanı Baybars ve Anadoluya Gelişi (Kemal Göde)
3. Türkiye Selçukluları, Mısır Memlükleri ve Altın Orda Devleti’nin İlhanlılara Karşı Kurduğu İttifak (mehmet Suat Bal) 4. MEMLÛK SULTANI I.BAYBARS’IN 1277 YILINDAKİ ANADOLU SEFERİ (İbrahim Güneş) 5. Baybars Zamanında Memlüklü-İlhanlı İlişkileri (Cüneyt Kanat)
6. İBN HALDUN’DA MEMLÛK ASKERÎ TEŞKİLÂTI (Altan Çetin) 7. The Sultan, The Tyrant, and The Hero: Changing Medieval Perceptions of al-Zahir Baybars (AMINA A. ELBENDARY)

1 13)  Kur’an Bağlamında “Cahiliye” Kavramını Yeniden Düşünmek - Mustafa Öztürk http://mustafaozturkarsivi.blogspot.com.tr/2015/04/kuran-baglamnda-cahiliye-kavramn.html

Yorum Gönder

 
Top