Tanrı Var?: islamiyet

Takva-muttaki-sahipleri-kimdir

<b>::: Kur’ana göre takva/muttaki sahiplerinin özellikleri:</b><br />
<br />
2:177 … Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir, zekâtı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdır; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri.<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRDyHYGCzFlSMiu_5GQhDuPpE2Wvm6HBnI40so4LaOxlXJ1JWzsr1qFu3pza7L39uyyDJeGH7yT_XMzp1tpzhGY71Inb4h0RAxu72ogaCKwYQ3KzFMzh3mBydQlwSI8aGxNlDTiKshQJZl/s1600/takva.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRDyHYGCzFlSMiu_5GQhDuPpE2Wvm6HBnI40so4LaOxlXJ1JWzsr1qFu3pza7L39uyyDJeGH7yT_XMzp1tpzhGY71Inb4h0RAxu72ogaCKwYQ3KzFMzh3mBydQlwSI8aGxNlDTiKshQJZl/s320/takva.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Takva-Muttaki sahipleri kimdir?</td></tr>
</tbody></table>
2:197 Hac boyunca takvalı davranır, cinsel ilişkiye girmez, günah işlemez<br />
<br />
3:16-17,92,134-135 Sabırlı, sözünü tutan, infak eden, gönülden teslim olup seher vakti af/bağış için dua eder. Sevdiği şeylerden infak eder. Bollukta ve darlıkta infak eder, öfkesine hakim olur, insanların kusurları bağışlar. Günah işlediğinde Allah’ı hatırlayıp af/bağışlanma diler. Günaha bilerek ısrar/devam etmez.<br />
<br />
5:8 Kininden dolayı adaletsiz yapmaz, adaleti ve dürüstlüğü gözetir.<br />
<br />
7:201 Şeytandan karanlık bir vesvese/öneri/dürtü geldiğinde Allah’ı hatırlar ve gerçeği görür.<br />
<br />
22:30-32 Emirleri/haramları çiğnemez saygı gösterir.<br />
<br />
39:33 Doğruları onaylar.<br />
<br />
25:63-68 Yeryüzünde gösterişsiz/tevazu /rahatsız etmeden yürür.  Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" der. Geceleyin secde ve kıyam edip namaz kılar. Savurganlık ve cimrilik yapmaz, ikisi arasında dengeli harcar. Mescitlerde ALLAH ile birlikte başka ilaha çağırmaz/yakarmaz; ALLAH'ın yasakladığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmez.<br />
<br />
<b>Özetle, takvalı kişi, </b>Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır, namazı ve zekatı yerine getirir. Her şartta; sabırlıdır, sevdiği şeylerden dengeli bir şekilde infak eder, adaletlidir. Sözünü tutar, gönülden Allah’a inanır seher vakti ve geceleyin af için dua eder, namaz kılar. Şeytandan karanlık bir öneri/düşünce geldiğinde gerçeği fark edip Allah’ı hatırlar. Günah işlediğinde Allah’ı hatırlayıp tevbe eder ve günah işlemekten vazgeçer. Gösterişsiz/tevazu ile/rahatsız etmeden yürür cahiller ile tartışmaz haksız yere cana kıymaz ve zina yapmaz.<br />
<br />
<br />
<b>:::Tevekkül(Allah’a güven)</b><br />
<br />
33:3 ALLAH'a güven. Koruyucu/vekil olarak ALLAH yeter<br />
67:29 De ki, "O Rahman'dır; biz O'na inandık ve O'na güvendik.<br />
8:2 İnananlar öyle kimselerdir ki, ALLAH anıldığında yürekleri titrer, O'nun ayetleri kendilerine okunduğunda inançları artar ve Rab'lerine güvenirler.<br />
 3:173 Onlar ki insanlar kendilerine, "Halk size karşı birleşip harekete geçmis; korkun onlardan," dediklerinde, bu onların ancak imanını arttırır ve şöyle derler: "Bize ALLAH yeter; o ne güzel Koruyucudur/Vekildir."<br />
(Diğer ayetleri almadım)<br />
<br />
Özetle iman edip,  zor günlerde örn. savaş, doğal felaket vb. durumda Allah’a sadece inanmak ile yetinmeyip aynı zamanda güvenmeliyiz. Allah’a inanıp başımız sıkışınca güvenmemek olmaz.<br />
<br />
<b>::: İnananlar rablerinden umut kesmez:</b><br />
<br />
11:9 İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer.<br />
<br />
12:87 "Ey oğullarım! Gidin, artık Yûsuf'u ve kardeşini bulmak için dikkat kesilin. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; çünkü, Allah'ın rahmetinde de, küfre sapanlar topluluğundan başkası ümit kesmez."<br />
(Diğer ayetleri almadım)<br />
<br />
<b>Özetle </b>iman edip her şartta rablerinden umudumuzu/ümidimizi kesmemeliyiz.<br />
<br />
---- SONUÇ ----<br />
<br />
Müslüman olmanın gereğidir takva sahibi olmak. Takva sahibi olmayan mümin olamaz. İman etme ile yetinmeyip sabırlı olmalıyız O’na güvenmeliyiz/dayanmalıyız ve umudumuzu kesmeden sürdürmeliyiz.<br />
<div>
<br /></div>
<br />

Takva-muttaki-sahipleri-kimdir

::: Kur’ana göre takva/muttaki sahiplerinin özellikleri: 2:177 … Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; a...

Devamı »

Kuran Dışı Vahiyle (gayri metluv) Gelen Hüküm Yoktur

<div style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; text-align: center;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgogUgE3GClt4ndnJhZYekZ02qi1gmH-pFGEbl_ESIBOxDi4cAfUq8dOx_jbaNCjsa-Lv-jh1fNvC5622uYi8omWqCkL5pxGTPU2jXEgbm2phTxtVrtL25cmCaUMUTMI6u5v9I03vGPSI6V/s1600/vahiy.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline; line-height: 19.32px; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgogUgE3GClt4ndnJhZYekZ02qi1gmH-pFGEbl_ESIBOxDi4cAfUq8dOx_jbaNCjsa-Lv-jh1fNvC5622uYi8omWqCkL5pxGTPU2jXEgbm2phTxtVrtL25cmCaUMUTMI6u5v9I03vGPSI6V/s1600/vahiy.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Hüküm bildiren Gayri metluv vahiy yoktur</td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
<br />
Kuran-Hadis tartışmaları eninde sonunda Kuran dışı vahiy (vahyi gayri metluv) meselesine takılır. Resulullahın Kuran dışı vahye de muhatap olduğu söylenebilir. Ama bizi yükümlü kılan bazı hükümlerin bu şekilde geldiği söylenemez. İşte delilleri;</div>
<div class="text_exposed_show" style="background-color: white; display: inline;">
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px;">
.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
‘De ki: ‘Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ‘ben bir meleğim’ de demiyorum. BEN SADECE BANA VAHYOLUNANA TABİ OLUYORUM.’ De ki: ‘Hiç kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?’ Sen, Rablerinden korkanları, ONUNLA UYAR…’ (Enam 50,51).</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
Demek ki Resulullah sadece vahye tabi olmuş ve bizi de onunla uyarmış (Arapça bilenler, bu ayetteki ‘innema’ tahsis edatına ve ‘bihi’ zamirine dikkat etsinler). Peki Resule vahyedilen, Resulün tabi olduğu ve bizi de onunla UYARDIĞI bu vahiy nedir? Kuran mı? Hadis mi? Yoksa her ikisi mi? Cevap şu ayetlerde ve çok açık;</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
‘Bu KURAN bana, ONUNLA sizi ve ulaştığı herkesi UYARAYIM diye vahyolundu.’ (Enam 19).</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
Demek ki bizi uyarması için Resule vahyedilen şey Kuran imiş. Yani ‘Resulün tabi olduğu şey’ = ‘Resule vahyedilen şey’ = ‘Bizi uyardığı şey’ = KURAN.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
Enam 50 ayetindeki ‘innema’ tahsis edatı, bu ayete ‘Ben sadece bu vahye (Kurana) tabi oluyorum, benim Kurandan başka tabi olduğum bir şey yok’ manasını verir. Zaten bu ayetin meali tüm meal-tefsirlerde böyledir. Aksini söyleyen olmamıştır. Ama bu ayet, ‘Resulün uyardığı vahyin Kuran olduğunu’ bildiren Enam 19 ayeti ile birlikte okunmadığı (yani 39/23 ayeti ile bildirilen Kuranın mesani/ikili sistemi dikkate alınmadığı) için, Resulün tabi olduğu bu vahyin sadece Kuran (vahyi metluv) olduğu, başka bir vahye tabi olmadığı –bazılarınca- görülememiştir.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
O halde ey müminler! İnandığınız-okuduğunuz Kitaptaki bu ayetler ve aynı Kitaptaki ‘hepiniz Kurandan hesaba çekileceksiniz(43/44)’, ‘ondan başka bir şeyden hesaba çekilmeyeceksiniz (5/101)’ buyrukları varken, size ne oluyor da ‘Bazı hükümler Kuran dışı vahiyle geldi, bizim onlara da tabi olmamız gerekir’ diyorsunuz?</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
.</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
Yoksa siz okuduğunuz Kitaptaki bu ayetlere (kitabın bir kısmına) inanmıyor musunuz? (2/85) İnanıyor ama bu ayetlere farklı mealler mi veriyorsunuz? Eğer öyleyse bu meallerinizi görebilir miyiz?</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px; margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
.</div>
<div style="margin-bottom: 6px; margin-top: 6px;">
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">
(Not: Nebinin eşleri ile yaşadığı özel bir sorun nedeniyle haram koyma yetkisi bulunmadığını bildiren Tahrim 66/1-3 ayetini siz Kuran dışı vahye örnek gösteriyorsunuz. Öyle değil ama diyelim ki öyle olsun. Söyler misiniz, Nebiye burada hüküm ihtiva eden (bizi yükümlü kılan) bir vahiy mi geldi? Eğer öyleyse ne idi bu hüküm? Hiç mi düşünmüyorsunuz?)</div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">
<br /></div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">
Zeki Bayraktar<br />
-------------------------------------------------------<br />
<br /></div>
<br />
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><br /></span></span>
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Resuller, KİŞİSEL/KİŞİYE ÖZEL vahiy alabilir. Ayırt edilmesi gereken nokta, TÜM İNSANLARI İLGİLENDİREN/SORUMLU OLACAĞI HÜKÜM bildiren vahyin, kişiye özel verilmeyeceğidir. </span></span><br />
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><br /></span></span>
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Kuran dışı vahiy olsa bile bağlayıcı olamaz. İnsanları ilgilendiren/sorumlu olacağı HÜKÜM bildiren Kuran dışı vahiy (vahyi gayri metluv) YOKTUR. Bunun aksini söylemek, onlarca ayeti inkar etmektir... Rabbimiz hem Kurana sarılın sizi ondan hesaba çekeceğim diyecek (43:44, bizi Kuran yönlendirecek, Kuranda bulunmayan bilgilerden muafsınız diyecek (5/101), hem de dönecek Kuranda bulunmayan şeylerden bizi hesaba çekecek öyle mi? </span></span><br />
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><br /></span></span>
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Ne yani Allah bize tuzak mı kuruyor? Haşa... </span></span><br />
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Ama maalesef bazıları tuzak kuran bir Allah tasavvuruna sahip...</span></span><br />
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">
<br /></div>
<div style="color: #1d2129; font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">
<div style="color: black; font-family: "Times New Roman"; font-size: medium;">
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;">"Kuran dışı vahiy(gayri metluv)" isimlendirmesini yapan ilk yapan zat er-Risale’de Şafii’dir. </span></span><span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;">İshak b. Rahaveyh’in “Şafii’den önce, nesih ve mensuh diye bir şeyden</span></div>
<div style="color: black; font-family: "Times New Roman"; font-size: medium;">
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px;">haberimiz yoktu” demiştir. Bkz: Ebu Zehra, a.g.e., s. 455</span></span></div>
<div style="color: black; font-family: "Times New Roman"; font-size: medium;">
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Peygamberimiz, sahabe ve tabiinden böyle bir isimlendirme yapan, OLMAMIŞTIR. İmam Şafii'nin hocası İmam Malik vahyi gayri metluvü kabul etmezken öğrencisi Ahmed ve Şafii'nin bir asır sonra kabul etti.<br /></span></span></div>
</div>
</div>
</div>
Aşağıdaki video ilginizi çekebilir.<br />
<br />
u<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/CQUgMzHVNSs" width="560"></iframe>

Kuran Dışı Vahiyle (gayri metluv) Gelen Hüküm Yoktur

Hüküm bildiren Gayri metluv vahiy yoktur Kuran-Hadis tartışmaları eninde sonunda Kuran dışı vahiy (vahyi gayri metluv) meselesine ta...

Devamı »

Kurana göre mehir ve miras

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXKnoucNQ5p07KxWLBKQFM7LF_FGRU7zGyJ_jmFS9QyKXBTRT9eDn5EfrSAN0qSKbcffPHqFdCVDDqQ1L6z7aIybxyWYrFgp4W06wPrvLVIQS16JHPwD92mDmuaOnsPRF49NZ_rkWRxLVt/s1600/mehir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXKnoucNQ5p07KxWLBKQFM7LF_FGRU7zGyJ_jmFS9QyKXBTRT9eDn5EfrSAN0qSKbcffPHqFdCVDDqQ1L6z7aIybxyWYrFgp4W06wPrvLVIQS16JHPwD92mDmuaOnsPRF49NZ_rkWRxLVt/s1600/mehir.jpg" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">KURANA GÖRE MEHİR VE MİRAS…</span></div>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;"></span><br />
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><span style="line-height: 19.32px;">.</span></span></div>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">
</span><span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Oldukça yüksek miktarlarda (kantarlar dolusu) olabilir (4/20), </span><br />
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">miktarı ne olursa olsun güzellikle ve gönül hoşluğuyla verilmelidir (4/4,20), </span><br />
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Peşin olarak verilebileceği gibi nikahtan sonra da verilebilir (2/236,237), </span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #1d2129; display: inline; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><br />Erkekler, verdikleri mehirleri –miktarı ne olursa olsun- asla geri alamazlar (2/229;4/20,21),<br />Ama kadınlar, aldıkları mehri iade ederek boşanabilirler (2/229),<br />Ayrıca kadınlar, aldıkları (veya belirlenen) mehrin bir kısmını kendi istekleri ile kocalarına bağışlayabilirler. Bu durumda kocaları onu afiyetle yiyebilirler (4/4,24),<br />İlişki yaşanmadan boşanma gerçekleşirse, mehrin yarısı erkeğe yarısı kadına aittir. Ama kadın da erkek de payından –dilerse- vazgeçebilir. Yani kadın mehrin tümünü iade edebileceği gibi erkek te payını almayabilir. Erkeğin bu şekilde payından vazgeçmesi daha iyidir (2/237).<br />Mehrin miktarı nikahtan sonra da tayin edilebilir. Eğer ilişki yaşanmadan boşanma gerçekleşmiş ve mehrin miktarı da daha önce tayin edilmemişse, erkek, ma’rufa (örfe) göre bir ödeme yapar. Zengin olan ona göre, fakir olan ona göre… (2/236).<br />.<br />Mehirle ilgili bu esnek ilkeler, ‘kadını korumaya ama erkeği de mağdur etmemeye’ yöneliktir. Kadın, aldığı mehir ile mal varlığını ciddi biçimde arttırabileceği gibi, dilerse bunu düşük de tutabilir. Böylece mehrin evliliği için bir engel olmasını engellemiş olur. Dilerse, miktarını tayin ederek tahsilatını sonraya bırakabileceği gibi, dilerse miktarını tayin etmeyi de erteleyebilir. Böylece, mehrini, evlenirken mal varlığı kısıtlı olan ama sonradan zenginleşen kocasının durumuna göre almış olur. Ve böylece, hem kadın hakkını adaletli biçimde almış hem de erkek mağdur olmamış olur.<br />.<br />Kuranda, mehirle ilgili bu hüküm ayetlerinden başka bir de Şuayb Nebinin, damadı Musa için takdir ettiği şu mehir örneği var; Şuayb Nebi, Musa’nın en az 8 yıl, ama takdiren 10 yıl yanında çalışması karşılığında kızlarından biri ile nikahlamak istediğini bildirmiş ve Musa da bunu kabul ederek onun kızı ile evlenmiştir (28/27,28). Demek ki bir erkeğin 8-10 yıllık kazancı bile mehir olarak takdir edilebilir.<br />.<br />Şuayb-Musa örneğinde olduğu gibi evlendikten sonraki 8-10 yıllık bir süreçte ödenen bu bedel, bir erkeğin ortalama aktif çalışma süresi olan 20-25 yıllık kazancın yaklaşık yarısıdır. Yani kadınlar, mehir olarak, kocalarının kazancının yarısına bile talip olabilirler. Bu, elbette ki bir zorunluk değildir. Ama ‘kadınlar, Kurana göre neden erkeklerin yarısı kadar miras alıyor? (4/11)’ diyenler, bu durumu da dikkate almalıdırlar. Erkek, verdiği mehrin haricinde eşinin ve çocuklarının tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda iken, kadın, kocasından aldığı mehri tümüyle kendisi için kullanmaktadır (kullanabilir). Dilerse, elbette ki kocasına ikramda bulunabilir. Ama dilerse…</span><br />
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #1d2129; display: inline; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><br /></span>
<span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #1d2129; display: inline; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;"><a href="http://tanrivar.blogspot.com.tr/2016/08/zeki-bayraktar-kuran-ve-sunnet-ama.html" target="_blank">Zeki Bayraktar</a></span>

Kurana göre mehir ve miras

KURANA GÖRE MEHİR VE MİRAS… . Oldukça yüksek miktarlarda (kantarlar dolusu) olabilir (4/20), miktarı ne olursa olsun güzellikle v...

Devamı »

Edip Yüksel ve Ahmet Tekin Kuran ile Hadis Tartışması

<br />
<br />
Dakikalara göre ele alınan konular açıklama:<br />
<br />
<a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=115s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:55</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - </span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=720s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">12:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> Ahmet Tekin kimdir? Eserleri,
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=720s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">12:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Kuranı açıklamak kime ait? Resül'e itaat sünnete itaat mi?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=2640s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">44:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Dört hayvansal gıda haricinde başka haram var mı?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=3900s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:05:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Kelime-i Şehadet nasıl olmalı?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=4200s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:10:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Hadisler
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=4500s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:15:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Recm (Evli zanileri taşla öldürme)
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=5400s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:30:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Soru Cevaplar
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjksIvj4dLOAhXVhhYKHVSNApc" href="https://www.youtube.com/watch?v=yXxiB8Ye1BM&t=5505s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:31:45</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Süneetullah'da bir değişiklik yoksa Tevrat neden değiştirildi? Kavramlar Maide 33 nasıl açıklanacaktır?</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"><br /></span><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: "times new roman"; font-size: small; line-height: normal; white-space: normal;">-------------------------------- </span><span style="font-family: "times new roman"; font-size: small; line-height: normal; white-space: normal;">2.Bölüm --------------------------------</span></span>
<span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"><br /></span>
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/Y-m48N6GO8M" width="560"></iframe><br />
<br />
<a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=60s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">01:00</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Ahmet Tekin Cevaplıyor
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=175s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">02:55</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Edip Yüksel Cevaplıyor
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=990s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">16:30</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Edip bey dediki ben Kur'an da kadınların dövülmesini okuyordum ama içime sinmiyordu. Dedikodu yapanların öldürülmemesi gerektiğini düşünüyorum.O zaman sizin kitabınız Kur'an değil aklınız mantığınız,vicdanınız. İnsan aklıyla mantığıyla vicdanıyla doğruyu her zaman bulabilir ve gerçek Allah insanları zora sokmaz kitaplara külliyatlara, tarihe, arapçaya mahkum etmez. Siz o var olan aklınızı vicdanınızı  kullanmak yerine niye böyle safsata şeylerin tarihsel süreçlerin kitapların yorumların peşine düşüyorsunuz? Biz hayatımızda dini yaşamıyacak mıyız? Sizi sadece buradaki ilahiyatçılar/araştıranlar dinliyor toplum dinlemiyor. Topluma dinin nasıl yaşanacağını siz topluma bu psikoloji ile öğretemezsiniz. Toplum dini çokkolay, pratik olduğunu hiç bir zaman sizler gibi insanlardan öğrenemez. Bu toplumun dini yok.Bu toplum dinin konusunun zor ilahiyatçıların sizin gibi ruhban görünümlü insanların yapabileceği bir iş olarak anlıyor. Siz düşünebiliyor musunuz nebi dönemindeki o insanların bu kadar elit olduğunu? Siz bu kadar elit insanların üzerinde bile başka elitlikler oluşturuyorsunuz. Bir atamız öldüğü zman biz birbirimize giriyoruz.İçimizden birisi çıkıpdemiyorkisen adaletlisin şunu bölüştür.Yani hayatın içerisinde güzelliklerimiz yok.Biz Allah'a inanıyorsak Allah güzel olan iyi olan şeyleri istiyordur ve onları yapmakla mükellefiz Bu kadar kitaba ne gerek var? Bu kadar bilgiye ne gerek var? Bunlar bir ruhbanlık değil mi?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=1157s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">19:17</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Edip yükselin tavrı,mizacı üzerine bir yorum.
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=1295s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">21:35</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Az önceki soruya cevap.
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=1840s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">30:40</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - İslamda Erkek çocukları hitan/sünnet edilmesi sünnetullaha aykırı değil mi?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=1955s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">32:35</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Emevilerin sikkesi
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=2250s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">37:30</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Nebi hüküm koyabilir mi?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=2440s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">40:40</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Kur'anın bütünlüğünü bozmayacak şekilde var olan kelime anlamları kullanılarak yorumlanabilir mi?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=2547s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">42:27</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Bu okuduğum hadisleri sağlam olarak nakledenlerde beyin olabilir mı?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=2840s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">47:20</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Kaç tane sahih hadis var?
</span><a class=" yt-uix-sessionlink     " data-sessionlink="itct=CAEQtnUiEwjHi8u_4dLOAhUJPhYKHY5YAKo" href="https://www.youtube.com/watch?v=Y-m48N6GO8M&t=3015s" style="background: rgb(255, 255, 255); border: 0px; color: #167ac6; cursor: pointer; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; margin: 0px; padding: 0px; text-decoration: none; white-space: pre-wrap;">50:15</a><span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"> - Gerçeği görmenin iki yolu var, Biri din adamlarının önümüze koyduğu hazır yemeği yiyeceğiz ve tatmin olcaz ya da özgür aklımızı kullanacağız aklımızın sınırlarını zorlayacağız. Hüküm Allah'ın ise Mülk Allah'ın dediği anlama neden karşı çıkıyorsunuz?</span><br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />

Edip Yüksel ve Ahmet Tekin Kuran ile Hadis Tartışması

Dakikalara göre ele alınan konular açıklama: 01:55 - 12:00 Ahmet Tekin kimdir? Eserleri, 12:00 - Kuranı açıklamak kime ait? Resül...

Devamı »

Şefaat'in Olduğuna Dair Delil olarak Getirilen Sekiz İstisna Ayetinin İncelenmesi...

<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSDG3UAo2XE45lf5xMU4GdqoJDbOB-MYpFvYM3IW12T_4SWO_j5Jv2teQyawGGyzhh7TWAjzze3F2wLLT6wPtjX0GPZYqndo7RnfqnGiZQjh2wrbOBNyrS-j4HefaB9ujcIS2U8Erf2DoP/s1600/sefaat.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="205" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSDG3UAo2XE45lf5xMU4GdqoJDbOB-MYpFvYM3IW12T_4SWO_j5Jv2teQyawGGyzhh7TWAjzze3F2wLLT6wPtjX0GPZYqndo7RnfqnGiZQjh2wrbOBNyrS-j4HefaB9ujcIS2U8Erf2DoP/s320/sefaat.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Şefaat izni</td></tr>
</tbody></table>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
<a href="http://tanrivar.blogspot.com/2015/04/sefaat-var-yok-ayetleri-celiski.html" target="_blank">Daha önceki önceki makalemizde Kur'an da Şefaat Var Yok-Çelişkisine şurada cevap vermiştik.</a>  <br />
<br />
Kuran’daki sekiz ayette geçen  "illa /istisna" meselesini ele alalım. İstisna zaten “‘El-istisnâü ke’l-adem” kuralı gereği; yok hükmündedir. Kuran ‘ 26 ayetin tamamı “şefaat yoktur” şeklinde menfi olup, şefaati bütünüyle Allah’a has kılıyorsa’  -ki böyledir- bunu esas almak zorundayız. Şimdi içinde istisna bulunan söz konusu 8 ayete geçelim. Maalesef şefaati İslama dâhil etmeye çalışanlar, aşağıda göreceğiniz gibi ayetleri Kuran’ın bütünlüğünden koparmışlar, ayetlerin siyak-sibakını dikkate almamışlardır.  Görüleceği üzere bu ayetlerin çoğu müşriklerin ahirette şefaat beklentilerini reddetme sadedinde gelmişlerdir.<br />
<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">1-    </span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“Her ne kadar göklerde pek çok melek varsa da, onların şefaati</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(hiç kimseye)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">en ufak bir fayda sağlamayacaktır.  Onların şefaati, ancak Allah’ın izin vermesi halinde, O’nun dilediği ve razı olduğu kimseler hakkında söz konusu olur”</span> [Necm, 53/26]<br />
Burada geçen ‘melekler’ Mekkeli müşriklerin, hâşâ Allah’ın kızları ya da, Allah’ın haremi olarak kabul ettikleri, şefaatlerini umdukları aracılar/şefaatçilerdir. Ayetin bağlamı zaten Mekkelilerin batıl inançlarını, dişi melek inancını ve meleklerin şefaat edeceği anlayışını reddetme üzerinedir. Yani Mekkeli müşrikler “şefaat edecek melekler inancı”  yüzünden müşrik olmuşlardır.  <br />
Kaldı ki bir önceki ayet bile; <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">‘Yoksa insan (hakikatin) kendi arzu ve isteğine bağlı olduğunu mu zannediyor? Ya da her dilediğini elde etme hakkına sahip olduğunu mu sanıyor?</span>’ şeklinde olup, hakikat sizin isteğinize göre değil, Allah’ın bildirdiği üzeredir. Sizin canınız, keyfiniz şefaat istiyor diye, Allah böyle bir şey takdir edecek ya da etmiş değildir. 28. ayet ise; <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">‘Onların bu konuda hiçbir bilgileri olmadığını, yalnızca zanlarına uyduklarını ve zannın asla gerçeğin yerini tutmadığını’</span> bildirir. Yani, illa istisna edatı ile şefaat arayanlara ayetin bağlamı, başka kapıyı göstermektedir.</div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">2-    </span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“Kimse şefaate kavuşamayacak, ancak / illa Rahman</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(olan Allah ile yaptığı iman)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">sözleşmesine sadık kalanlar hariç.”</span> [Meryem, 19/87]<br />
Şefaatçilerin en çok çarpıttıkları ayettir ki, ayetin içinde bulunduğu pasaj baştan sona müşriklerin şefaat beklentilerini boşa çıkarmak üzerinedir. 
Kişinin imanı ve ameli Allah ile yaptığı ahdi/sözleşmesidir. “O Rahman ile ahitlerine / verdikleri söze sadık kalanlar dışında hiç kimse şefaate nail olamayacak” demektir. Yani birilerinin şefaatçi (!) olacağına dair bir işaret var mı? Ayetin ana teması; Ey Kâfirler! Sizin şefaatini umduğunuz ilahlarınız O’nun huzurunda şefaate mâlik olamazlar. Sizi kayırmaya güç yetiremezler. Ayet; şefaatçiler tarafından çarpıtılarak “<span class="_5yi_" style="font-style: italic;">Allah’ın nezdinde, Allah’tan ahd / söz almış olanların dışında kimse şefaat edemez</span>” şeklinde çevrilmektedir. Oysa kim Allah ile şefaat edebilme konusunda sözleşme yapmıştır? Ayetin bağlamına bakarsak; 77-8. ayetteki sorunun cevabı yukarıdaki 87. ayette verilmiştir. Bu on bir ayetlik pasaj özetle şu şekildedir; ‘Ayetlerimizi inkâr eden, üstelik servet ve evlat bana verilecektir, diyen kimseyi görmedin mi? O kendisine gaybın sırlarının açıldığını mı düşünüyor, yoksa Rahman olan Allah ile bir <span class="_5yi-" style="font-weight: bold;">ahd / sözleşme</span> mi yapmıştır? ...Onun malı ve evladı bize kalacak, o bize tek başına gelecek. Muttakiler ise öyle mi? Onlar Allah’ın huzuruna elçiler/değerli konuklar gibi alınacaklar. Mücrimler, belki kendilerine şefaat ederler diye birilerini ilah edindiler. Ahirette bu ilahlar/şefaatçi zannettikleri kimseler onları terk eder…Şirk gibi affedilmez cürüm işleyen mücrimleri sürüler halinde cehenneme süreriz. İşte o gün kimse şefaatle kurtulamaz…Ancak <span class="_5yi-" style="font-weight: bold;">ahdine / iman sözleşmesine</span> sadık kalan, salih amel işleyenler hariç.’ Devamındaki ayetlerde de müşriklerin ‘melekleri Allah’ın kızları, Hıristiyanların İsa’yı O’nun oğlu’ demek suretiyle O’na evlat nisbet etmeleri, bu çocukların onlara şefaat edeceği beklentileri kınanmakta, melekler de, İsa’da O’nun huzurunda O’nun kulları olarak toplanacakları, Bu müşriklerin her biri de, yanında şefaatçisi filan olmaksızın kıyamet günü tek başına gelecekleri haber verilmektedir.

<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">3-    </span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(iman ahdine sadık kalan)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">kimselerden başkasına şefaatin hiçbir yararı olmayacak.”</span> [Taha, 20/109]</div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
Allah bir kimseden razı değilse veya ona şefaat edilmesine izin vermez ise, o kimse kesin bir şekilde şefaatten mahrum kalacaksa, bazılarına farz-ı muhal şefaat etme yetkisinin verilmiş olması ne anlam ifade eder? Şefaat yetkisi var (!), amma Allah onlarınkini kabul etmiyor! Ayetin <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“O Allah onların geçmişlerini</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(yaptıklarını)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">da, geleceklerini</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(yapacaklarını)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">da biliyor.”</span> [Taha, 20/110] şeklinde devam etmesi çok anlamlıdır. O şefaatçi zannettiğiniz kimseler ne biliyorlar ki! Bilmedikleri kimselerin, hiç bilmedikleri günahları için nasıl aracılık etsinler? Bu olacak şey değildir. Çünkü; Ancak Allah’ın bilmediklerini bilen kimseler olmalı ki, o konuda işin iç yüzünü açıklayıp, Allah’ı ikna etmiş olsun. Cezadan vazgeçirsin. Ayet, “şefaatçi”den değil, “şefaat edilecek kimselerden” bahsetmektedir. Ayetteki “men”; bazılarınca şefaat edecek kimseler olarak anlaşılmıştır. Halbuki, bu ayetin siyak ve sibakına (bağlamına) ve Kur’an ’ın bütünlüğüne tamamen aykırıdır. Ayet zaten, “O gün şefaat fayda vermez” şeklinde başlamakta. Buraya nasıl olur da şefaatçilerin şefaati fayda verir” cümlesi ilave edilebilir? Şefaat olmadığına göre şefaatçi de olmaz. Yani şefaatçi yok ise, şefaat de yok demektir. Şefaat olsa bile bu ancak Allah’ın kendilerinden razı olduğu kimselere, kendisinin şefaat edilmesine müsaade ettiği kimselere olur. Ayetin bağlamı yine kıyamet gününün o dehşetengiz halini tasvir etmektedir. ‘Sura üflenecek, mücrimler morarmış olarak toplanacaklar, İsrafil’in davetinden kaçamazlar, O’nun azameti karşısında sesler kısıldığı, insanların fısıltı ile konuşabildiği bir andır. Yüzler Hayy’ul-Kayyum olan Allah’ın huzurunda yere bakmaktadır. Zulüm (şirk) ile gelen kesin kaybetmiştir’. [Taha, 20/102-11] Nerde ortaya çıkıp konuşabilecek şefaatçiler? Şu manzara karşısında kimin haddine, ‘Binlerce müridime şefaat edeceğim’ diyebilmek!

<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">4-    </span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlere, ‘Şüphesiz, benden başka hiçbir ilah yoktur. Öyleyse yalnızca bana ibadet edin’ diye vahyettik. Yine de</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(onların takipçileri arasından)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">‘Rahman çocuk edindi’ diyenler çıktı. O böyle şeylerden münezzehtir. Aksine</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(kız evlat diye niteledikleri)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">o melekler ilahi ikrama mazhar olan kullardır. Onlar, kendi sözlerini O’nun sözünün önüne geçirmezler. Sadece O’nun talimatıyla hareket ederler. O, onların bildiklerini de bilir, bilmediklerini de. Ki zaten onlar, O’nun hoşnut ve razı olmadığı hiç kimseye şefaat edemezler. Çünkü herkesten önce onların kendileri Allah’ın karşısında tir tir titrerler. Onlardan kim ‘Ben de Allah’ın dûnunda bir tanrıyım’ derse onu cehennemle cezalandırırız. Zalimleri</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(hem şefaat hakkını kendinde gören küçük ilahları, hem de bunları şefaatçi edinen müşrikleri)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">işte biz böyle cezalandırırız.</span>” [Enbiya, 21/25-9] <br />
Bu ayetten sonra da kişi hala Allah’tan gayri şefaatçi ararsa ona ne demeli? Çünkü; ayet çok açık, çok net bir şekilde, şefaat etmeye kalkışanları ‘Ben ilahım’ demekle, onları şefaatçi edinenleri de, onları ilah edinen kimseler olarak niteledi.
<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">5-    </span> “<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">…O’nun yanında şefaat edecek kimmiş bakalım?, O izin vermedikçe…</span>” [Bakara, 2/255]<br />
Bu ayetteki ‘men’ edatı; istifhami inkarî’dir. Bu soru tarzı, bir şeyin yokluğunu pekiştirmek için kullanılır. Yabancı birine, ‘Ben senin baban mıyım?’ şeklinde sorulan bir sorudur. ‘O’nun yanında şefaat edecek kimdir?’ sorusu da bu tür bir sorudur. Bu bir meydan okumadır. ‘Kimmiş o, ya da ‘kim buna cüret edebilir’ anlamındadır. <br />
[1] Buradaki istisna; şefaate izin verileceğini ispat için  değil, tam aksine şefaatin olmadığını bildirmek için, nefy içindir. Şefaatçi olacağı zannedilen kimselerin böyle bir izninin bulunmadığını, Allah tarafından böyle bir yetkiyle donatılmadıklarını ifade etmek için getirilmiştir.   Özetle; hiç kimse O’nun yanında şefaat edemez demektir. Şefaat var diyenler, bu ilahî kelamdaki azardan, tehditten sonra buyursunlar, O’nun katında kimlerin şefaatçi olduğunu Allah’a söylesinler. Allah cevap bekliyor. Yalnız getirdikler delil Kuran’a eşdeğer olmalı. Ki bu meydan okuma, “ayet-i kürsi” olarak bilinen, Allah Tebârake ve Teâlâ’nın kendisini en güzel şekilde tarif ettiği ayetin içindedir.'Herkes yaptığının tam karşılığını alacaksa -ki; Kuran baştan sona bu hakikati haykırır- şefaate, adam kayırmaya ne gerek var? Yani şefaat yalnızca merhameti gazabını /öfkesini geçmiş olan Erhamü'r-Rahimin olan Allah'ın. O'nun izin vermediğine, sözüne sadık kalmayıp razı olmadıklarına şefaat yok. Öyleyse ondan başka bir şefaatçiye ihtiyaç da yok. 
Zaten bir ayetin devamında <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“O, onların</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(şefaatçi kabul ettikleri kimselerin veya şefaat umanların)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">yaptıkları ve yapacakları her şeyi biliyor…”</span> Şefaatçiler (!) insanların her şeyini, gizlisini, saklısını, niyetini vs. bilemezler ki! Yanlış, eksik bildikleri şeylerle başkasının günahını affettirmeye çalışsın, Allah’ım işin aslı senin bildiğin gibi değil desin! Ayetin öncesi de; <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“Yerlerde ve göklerde olan her bir şey O’nundur”</span> şeklinde olup, Allah’ın azametine vurgu vardır. Şimdi hangi vicdan sahibi, bu iki cümle arasına, “falanca, filanca şefaat edecek” diye bir hüküm sıkıştırabilir? Her şeyin sahibi ve her şeyi bilen Allah’ın yanında <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“kimmiş şefaat edecek bakalım?”</span></div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
Kaldı ki, bu ayetin bir  öncesinde Bakara/254. ayette müminler uyarılmakta, hiç alış verişin, dostluğun fayda vermediği, hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmezden önce mallarından infak etmeleri emredilmektedir. Yani Allah bir ayette farklı devamındaki ayette farklı konuşan, ne dediğini bilmez biri midir? Haşa ve Kellâ! 
 </div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">6-    </span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“Allah katında, O'nun izin verdiği kimselerden başkasına şefaat fayda vermez. Kalplerindeki</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(Allah kime şefaat edecek, kime etmeyecek şeklindeki)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">korkuyu giderince,</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(şefaat bekleyenler)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">‘Rabbimiz sizin hakkınızda ne buyurdu?’ diyecekler. Onlar da; ‘hakikat neyse onu / herkes neyi hak ettiyse onu...' diyecekler…”</span> [Sebe, 34/23]<br />
<br />
Ayet açık bir şekilde, <span class="_5yi-" style="font-weight: bold;">şefaatçi</span>’den değil, <span class="_5yi-" style="font-weight: bold;">şefaat edilecek</span> kimseden bahsetmektedir. “Allah’ın yanında, O’nun izin verdiklerinden başkasına şefaat fayda vermez”. Dördüncü madde de gelen,  <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(O melekler),</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">O’nun hoşnut ve razı olmadığı hiç kimseye şefaat edemez.</span> [Enbiya, 21/28] ayeti de; şefaat edilecek kimselerin de ancak Allah’ın kendilerinden hoşnud ve razı olduğu kimseler olduğunu ilan eder. Böyle kimselerin de zaten şefaate, kayırmaya ihtiyacı yoktur.    Bu ayette geçen ‘limen’in hem şefaat edeni, hem de şefaat edileni kastetme ihtimaline binaen, Allah’tan gayri şefaatçi olsa bile onlar da haktan başka bir şeyle hükmedemeyeceklerdir. Onlar yaşamları boyunca ‘zulme rızanın zulüm olduğunu’ benimsedikleri, zulmün her çeşidinden nefret ettikleri için adaletle hükmedeceklerdir. Ayetin yine önü, ardı müşriklerin ilah anlayışlarına reddiye şeklindedir. 22. ayette; ‘Allah’ın dışında ilahlık verdiğiniz o zavallıların ne yerde, ne gökte zerre kadar bir gücü yoktur. Onların Allah’ın mülkünün idaresine katılmaları söz konusu olmadığı gibi, Allah kendisine bir yardımcı da atamamıştır’. Nasıl olur da bu ilahlar, şefaatçiler insanın ebedi hayatının belirlendiği, en hayati meselede karar mekanizmasına müdahale eder ve sonucu değiştirebilir?</div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">7-    </span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">“O'nun dışında yalvarıp yakardıkları</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(Hz. İsa ve diğer peygamberler gibi)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">kimseler</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(hiç kimseye)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">şefaat etmeye mâlik değildir. Ancak hakka şahit olanlar</span> <span class="_5yi_" style="font-style: italic;">(var ya, işte sadece bunlar)</span> <span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">bunu bilir.”</span> [Zuhruf, 43/86]          </div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
Şefaat; hakka şahitlik edenlerin bildikleri gibi Allah'a aittir. Onlar kimin şefaate malik olduğunu bilirler. O da yalnızca Allah’tır. Şefaatin var olmasını arzulayanlar, ayeti ‘<span class="_5yi_" style="font-style: italic;">Hakka şahitlik edenler şefaate malik olurlar</span>’ şeklinde arzularına göre çevirmişlerdir. Oysa ayetin bağlamı müşrik ve Hıristiyanların ilah anlayışlarını düzeltmek ile alakalıdır. Şöyle ki; Yerlerin, göklerin hâkimi Allah'tır. Her şeyin melekûtu /hâkimiyeti O'nundur, dönüş O'nadır ve sizin yaratıcınız da O'dur. Allah'ın otoritesi hiçbir şekilde bölünme kabul etmez. Ahirette Allah’ın elçisi bunların inanmayan bir toplum olduğuna şahitlik edecektir. Onlar bu gerçeği yakında öğrenecek. [Zuhruf/79-80] Pasaj zaten şöyle başlar; “<span class="_5yi_" style="font-style: italic;">Hakikatin ne olması gerektiğine inkâr edenler mi karar verecek</span>?” Hiçbir ayet Kuran’ın genel bütünlüğünden koparılamaz, sonra da önündeki, sonundaki ayetlerden koparılmaz. Allah’ın kelamında asla çelişki yoktur. Ayetler birbiriyle vuruşturulamaz. 18 ayet şefaat yok deyip, 8 tanesi var demez. Kuran’da çelişki olduğunu söylemek, ancak Kuran’ın Allah kelamı olmadığını iddia edenlerin yapabileceği bir iftiradır.</div>
<div class="_2cuy _3dgx _2vxa" style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #1d2129; direction: ltr; font-family: Georgia, serif; font-size: 17px; line-height: 28px; margin: 0px auto 28px; white-space: pre-wrap; width: 700px; word-wrap: break-word;">
<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">8-    </span> “<span class="_5yi- _5yi_" style="font-style: italic; font-weight: bold;">…O’nun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz…</span>” 
Ebu Müslim, Maverdi ve Râzî gibi müfessirler bu ayeti; “yaratma işinde O’nun bir ortağı, destekçisi yoktur.” şeklinde anlamışlardır.[2]Bu ayetteki “şefi’ ” kelimesi; ikinci bir varlık anlamındadır. Buradan hareketle İsfehani gibi alimler ayette Allah’ın gökleri ve yeri altı günde yaratırken, ikinci bir varlığın yardımına ihtiyaç duymadığından, bilakis tüm varlıkların O’nun izni/emri/dilemesiyle varlık bulduğu anlatılmaktadır.[3]

[1] Mehmet Durmuş, Kuran’a Göre Şefaat, s.87
[2] Abdülkadir Şener (Komisyon), Yüce Kur’an, Meal, s.207
[3] Mustafa Öztürk, İslamiyat, 2005/4, s.120-1 <br />
<br />
<a href="http://www.saadettinmerdin.com/" target="_blank">Saadettin Merdin</a></div>

Şefaat'in Olduğuna Dair Delil olarak Getirilen Sekiz İstisna Ayetinin İncelenmesi...

Şefaat izni Daha önceki önceki makalemizde Kur'an da Şefaat Var Yok-Çelişkisine şurada cevap vermiştik. Kuran’daki sekiz ayette...

Devamı »

Peygamberler hata yapar mı? Nebiler günahsız mı?

<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPRla61GgAtq8LeMyigmkcCdF14OeqnqXvxjXq6C4x4yDaZ8LvJ1YKh2DfpRaXPNFEQ8IC1KTxIHCOGkHLEbZBa2DFEN21r2WFdWA33gAhII6harLlLgixqJfWYz0t4au2U2Cv23GjSmBL/s1600/nebi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="191" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPRla61GgAtq8LeMyigmkcCdF14OeqnqXvxjXq6C4x4yDaZ8LvJ1YKh2DfpRaXPNFEQ8IC1KTxIHCOGkHLEbZBa2DFEN21r2WFdWA33gAhII6harLlLgixqJfWYz0t4au2U2Cv23GjSmBL/s320/nebi.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Peygamberler hata yapar mı?</td></tr>
</tbody></table>
Geleneğimizde Peygamberlerin/Nebilerin  günahsız, masum olduğuna dair yanlış bir kanaat mevcuttur. <b>Günahsız, hatasız olan nebiler değil, elçilerdir.</b><br />
Örneğin,<br />
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; line-height: 19.32px;">Resül(elçi) Muhammed (a.s) hatasızdır/korunmuştur ancak Nebi Muhammed (a.s) hatasız değildir. Yani Resül Muhammed (a.s) vahiy alırken ve tebliğ ederken hatadan muaftır. Ancak bunun dışında gerek aile hayatı gerek yönetim alanında gerek kişisel görüşleri açısından hatasız/korunmuş değildir.<br />  </span><br />
Nebi ve Elçi kavramları arasındaki farklar şu makalede açıklanmıştır, incelemek için <a href="http://tanrivar.blogspot.com.tr/2015/05/resul-elci-ve-nebi-peygamber-kavramlari.html" target="_blank">tıklayın</a>.<br />
<br />
Allah tarafından nebilerin uyarıldıklarına dair ayetler mevcuttur. Nitekim Hz. Adem, Nuh, Yusuf, Musa gibi peygamberlerde olduğu gibi (ei-Bakara 2/35-37; Hud ll/ 45-47; Yusuf ı 2/23-24; ei-Kasas 28/1 5; ayrıca bk. Fahreddin er-Razi, 'İşmetü'L-enbiya', s. 49- ı 35)<br />
<br />
Muhammed (a.s) bazı ikazlar yapılmıştır. Resulullah, Bedir Savaşının ardından elde edilen esirler hakkında ashabıyla istişarede bulunduktan sonra onlardan fidye alınmasını kararlaştırmış bunun üzerine,<br />
<b>"Yeryüzünde ağır basıp küfrün belini iyice kırıncaya kadar hiçbir peygambere esir sahibi olmak yakışmaz"</b> (en-Enfal-8/67-68) mealindeki ayetle uyarılmış (İbn Keslr, ll, 338).<br />
<br />
Yine Muhammed (a.s) kafirlerin ileri gelenlerini İslam'a davet ederken yanına gelen ama(kör) sahabi ibn ümmü Mektum ile <b>ilgilenmemesi </b>üzerine <b>ikaz </b>edilmiş (Abese 80/1-1 0). ayrıca daha faziletli bazı davranışları terketmesi sebebiyle nazik uyarıya (itab) tabi tutulmuştur (Fahreddin er-Razi, 'İşmetü '/-enbiya', s. ı 37- ı 58).<br /><br />Yine Muhammed (a.s) Allah'tan değil de, insanlardan korktuğu, çekindiği için uyarılmıştır.<br /> 33:37 "..Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı..."<br /><br />
<br />
Konuyu biraz daha genişletecek olur isek,<br />
<br />
20:115 “Evvela biz, Adem’e bir sorumluluk yüklemiştik ancak o onu <b>göz ardı etti/dikkate almadı</b>. Biz, onu kararlı da bulmadık.”<br />
20:121 “...Adem, <b>Rabbine karşı geldi/isyan etti</b> ve yoldan çıktı.”<br />
<br />
-Bazıları ısrarla nebiler masum, diyecek,<br />
<br />
O zaman Allah(c.c) Adem'e durup dururken suçsuz, günahsız yere bahçeden çıkararak zulüm/kötülük etti demek olur ki, bu aşağıdaki ayetlere aykırıdır.<br />
<br />
4:79 "Sana gelen iyilik Allah'tandır. <b>Başına gelen kötülük ise nefsindendir</b>..."<br />
43:76 “Onlara zulmeden <b>biz değiliz</b>, fakat asıl onlar <b>kendi kendilerine zulmediyorlar.</b>”<br />
80:23 ''Evet, (hiçbir insan) O'nun emirlerini <b>asla</b> <b>kusursuz </b>olarak <b>yerine getirememiştir.</b>''<br />
<br />
Allah c.c <b>Muhammed </b>Nebiye günahlarının <b>bağışlanması </b>için dua etmesini <b>istemektedir</b>. (<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; line-height: 19.32px;">40:55, 47:19)</span><br />
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="line-height: 19.32px;"><br /></span></span>
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="line-height: 19.32px;">Aynı şekilde <b>İbrahim nebi</b>, Kuranda bildirildiği üzere şöyle dua etmektedir;</span></span><br />
<span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="line-height: 19.32px;"><br /></span></span>
<b><span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;">26:82 " Yargı/hesap gününde, kusurlarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur."</span><span style="color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="line-height: 19.32px;"><br /></span></span></b><br />
<br />
Yunus a.s Allah'ın vahyini beklemeden görev yerini terk ettiği, itaatsizliğinden dolayı tevbe etmiştir.<br />
<blockquote class="tr_bq">
<b>21:87 "...Senden başka ilah yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum."</b></blockquote>
Dipnot:<br />
<br />
<b><span style="color: red;">Bize melek değil örnek alınacak bir nebi gerek.</span></b><br />
<b>Kuran'ın tanıttığı Muhammed ; tıpkı bizim gibi bir insan, üstün bir ahlaka sahip olsa da kimi zaman hata yapıyor, tümüyle günahsız değil, etrafındaki bazı münafıkları tanıyamıyor, görevi İslam'ı duyurmak, insanların yargılanmasında bir rolü yok, 70(onlarca) defa affedilmesini istediği kişiyi bile Allah affetmeye biliyor ve Allah'ın cezalandıracağı kişiyi kurtaracak durumda değil.</b><b>25:7 Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli, beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?"</b><br />
<b>41:6 De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım..."</b><b><br /></b><br />
<b></b><br />
<b>Geleneksel din anlayışında Muhammed a.s; ismi anıldığında mutlaka salavat getirilen adeta bir yarı-tanrı, günahtan münezzeh, kendisinden sonra yaşayan insanların bile iç dünyalarına vakıf ve kıyamet gününde Allah'ın elinden birtakım insanları şefaat ederek kurtaracak.</b><br />
<b><br /></b>
<b>Eski DİB Başkanı Ali Bardakoğlu'nun deyimiyle:</b><br />
<b><br /></b>
<b>"Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor. Böyle bir din anlayışı sizi dünya sahnesinde yukarı çeker mi? Hazreti Muhammed’in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaşanması mümkün değil. Bugün İslam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peşindeler."</b>

Peygamberler hata yapar mı? Nebiler günahsız mı?

Peygamberler hata yapar mı? Geleneğimizde Peygamberlerin/Nebilerin günahsız, masum olduğuna dair yanlış bir kanaat mevcuttur. Günahsız,...

Devamı »

İbretlik Menkıbe; Kafalardaki Tavşanlar

<h2 style="background-color: #fafcff; color: #606060; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 1.6em;">
Kafalardaki Tavşanlar</h2>
<div style="background-color: #fafcff; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<b style="color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em;">Saf kalpli bir köylü, cinci hocaya muska yaptırmaya gider. Köylünün derdi büyüktür. Sevdiği kız kendisine iltifat etmemektedir. Öteden beri adını bildiği ve hünerlerini işittiği muhabbet muskasını yaptırmak ister. Hoca, her zamanki usta sahtekarlığıyla nazlanır. Köylü üsteledikçe nazlanmaya devam eder. Sakalını sıvazlayarak muskanın pek pahalı olduğunu söyler. Cinlerin muska işine zam yaptıklarını ve en az iki altın istediklerini üzüle büzüle anlatır.<span id="more-847"></span></b></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Bizim gariban için pek büyük bir para olmasına rağmen, kara sevdanın pembe sarhoşluğuyla kabul eder ve iki altını peşinen öder. Hoca da kendisine üç muska verir. Birisini kaynatıp suyunu içecek, ikincisini boynuna asacak, üçüncüsünü de sevdiği kızın kapı eşiğine gömecek…</strong></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8WVpTpNwz3EOmUY6L47QWwUb-k9-KyaVk9ryiTICEb0PdNhIvHbMEEl7UfgXJ3btk72zVafy8SjMDio1H_-bRRrGMmqGmn7kZX-DXGBRBMiLZUq6z_rUVtLA9f0kPhdFu2dQSKKGUWGi7/s1600/kafadaki+tavsan.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="315" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8WVpTpNwz3EOmUY6L47QWwUb-k9-KyaVk9ryiTICEb0PdNhIvHbMEEl7UfgXJ3btk72zVafy8SjMDio1H_-bRRrGMmqGmn7kZX-DXGBRBMiLZUq6z_rUVtLA9f0kPhdFu2dQSKKGUWGi7/s320/kafadaki+tavsan.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Kafalardaki Tavşanlar </td></tr>
</tbody></table>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Kimseye görünmeden gece yarısından sonra uygulayacağı bu eşiğe muska gömme işlemi zorlu bir iştir. Hani bir görülse, hesapta hırsız zannedilip postu deldirmek de var. Fakat, mecnunu çöllere düşüren, Ferhat’ı dağlara çıkaran  aşk hastalığı ne gece dinler, ne tehlike!.. Köylü muskacı hocaya dualar ederek ayrılır.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Ne var ki, daha kapıdan çıkmadan hoca kendisine önemli bir uyarıda bulunur: “Sakın ha!” der, “muskayı eşiği gömerken aklına tavşan getirmeyesin. Uğursuz hayvandır!” Köylü, tavşanı aklına getirmeyeceğine söz verir.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Bizimki ertesi gece, birinci muskayı kaynatıp suyunu içtikten, ikincisini de boynuna astıktan sonra, elindeki üçüncü muskayla sevdalısının evine yönelir. O gece muskayı eşiğe gömmek zorundadır. Ne var ki, bir türlü hocanın tembihlediği tavşanı aklından çıkaramamaktadır. Uğursuz hayvan, kene gibi beynine yapışmıştır. Unutmak istedikçe tavşan direnir.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>“Gözünü seveyim tavşan, benden beş dakikalığına ayrıl” diye yalvarıp yakardığı halde hayvanoğlu tavşan aldırmaz. Bizimki tavşanla tartışa tartışa muskayı kızın evinin eşiğine gömer. Tavşana rağmen bir kaza veya bela çıkmaz.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Günler, haftalar, hatta aylar geçer. Muskanın bir etkisi görülmez. Bizimki muskaya olan inancını sarsmamak için direndikçe direnir. Amma, sevdalısının bir başkasıyla nişanlandığını işitince çılgına döner. Doğruca cinci hocaya hesap sormaya gider.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Hoca, köylüyü önce bir teskin eder. Sonra muskaları sorar. Birincisi talimata uygun olarak kaynatılıp suyu içilmiştir. İkincisi boyna asılmıştır. Üçüncüsü de gizlice eşiğe gömülmüştür. Her şey usulüne uygun yapılmıştır. Nihayet sıra tavşana gelir:</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>“Sakın ha, muskayı eşiğe gömerken tavşanı aklına getirmiş olmayasın?!”</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Köylü şaşkın ve suçlu bir edayla itiraf eder:</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>“O uğursuz tavşan birsaniye bile aklımdan çıkmadı ki..”        Hocanın “defol” sözüyle dışarı kaçan zavallı köylü, pür hiddet arkasından savrulan tavşanlı sözleri ömür boyu unutamaz:</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>“Sana dememiş miydim, tavşanı aklına getirmeyeceksin,tavşan uğursuz hayvandır, işini bozar diye?.. Bre kafasız, sana dememiş miydim?!”</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; font-family: verdana, tahoma, arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong><span style="color: red;">Halkımızın beynine sokulan uğursuz tavşanların sayısı pek çoktur. Kasıtlı ve kasıtsız olarak üretilen cins cins tavşanlar, insanımızın sağlıklı düşünmesine engel olmaktadır. Beyinlerde biriken bu rengarenk tavşanlar zamanla bilinç altına gizlenmekte ve tedavisi çok zor düşünce sapmalarına, kompleks davranışlara yol açmaktadır.</span></strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; font-family: verdana, tahoma, arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong><span style="color: #2a2a2a;">***</span><br /><span style="color: red;">Beyninde fazla tavşan taşımayan temiz kalpli bir genç</span><span style="color: #2a2a2a;">, cami avlusunda satılan bir teyp kasetine kulak verir. Öfkeli bir hoca, çatallı ve yırtık bir sesle avazı çıktığı kadar bağırmakta, mangalda kül bırakmamaktadır:</span></strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>“Vallahi de zinadır. Billahi de zinadır. Her kim bir kadının kalktığı bir koltuğa, kadının sıcaklığı geçmeden oturursa zina işlemiş gibi olur. Sakın ha, otobüslerde kadınların terkettiği koltuklara hemen oturmayınız. Vallahi de zinadır, billahi de zinadır!”<br /><br /><br />Dinlemek için;<br /><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/967ONIMfKBc" width="560"></iframe></strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; font-family: verdana, tahoma, arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong><span style="color: #2a2a2a;"><br />Daha önce, kadınların koltuklarda bıraktığı sıcaklıktan</span><span style="color: red;"> hiçbir zaman cinsel haz almayı aklına getirmeyen bu temiz kalpli gencin kafasına o andan itibaren sıcak bir dişi tavşan yerleşir.</span><span style="color: #2a2a2a;"> Otobüste, minibüste her ne zaman kadınlardan bir yer boşalsa bu dişi tavşan sırıtmaya başlar. Koltuğun soğumasını beklerken çoğu zaman bir başkasına kaptırır. Bazen de soğuduğuna kanaat getirip te oturursa hoca efendinin beynine sokmuş olduğu dişi tavşan hiddetle ortaya çıkar ve tavşan diliyle “vallahi de zinadır, billahi de zinadır” demeye başlar. Kimi zaman oturduğu yerden şeytan çarpmış gibi sıçrar. Kimi zaman da tavşana inat, gittikçe ısınmaya başlayan koltukta cinsel fantaziler kurar.</span></strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Bazı kişilerin beyni, bu dişi tavşan için iyi bir üreme çiftliği olur. Erkek tavşanların iştirakiyle gittikçe üreyen bu tavşanlar, o kişiyi tümüyle bir klinik vaka haline getirirler. Kadınların yürüdüğü yoldan yürümemek, kadın sesi işitince kalbi hop hop atmak gibi davranışlar, o kişiyi, kadınlardan kaçan bir kadın düşmanı haline getirebilir.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Çatallı ve yırtık sesli vaiz, dört bir yanda satılan vaaz kasetleriyle her gün binlerce, onbinlerce temiz kalpli gencin kafasına dişi tavşanlar sokarak hem şöhret ve hem de bol sevap kazanır.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>***</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Olaya tek taraflı bakmazsak, tavşan üretiminde televizyonun, kitapların ve basının çok daha başarılı olduklarını göreceğiz. Günümüzde 6-7 yaşlarından başlayarak çocukların kafasına sürekli tavşanlar yerleştirilir. Erkek tavşanlar, dişi tavşanlar… Yeşil tavşanlar, kızıl tavşanlar… Beyaz tavşanlar, kara tavşanlar…</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Günlük hayatımızda kullanmak zorunda kaldığımız bir çok ifadeye yakıştırılan ikinci anlamlar, kişinin elinde olmadan birinci anlamın yanında göz kırpar. Genellikle kinayeli sözler ve mecazlarla insanların beynine sokulan bu tavşanlara bir kaç örnek vermek isterdim. Fakat o tavşanlardan habersiz olanların olabileceğini düşünerek, bu tavşanların üremesine yardımcı duruma düşmekten çekindiğim için örnekler vermeyeceğim. Ancak, halkımızın kafasına yerleştirilen tavşan türlerine bir kaç örnek vereyim:</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Cinsel tavşanlar<br />Ruhban tavşanlar<br />İdeolojik propaganda tavşanları<br />Rüşvet parolası, bukelamun tavşanlar<br />Mistik tavşanlar</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>………………………</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Kendinizi bir yoklayınız.<br />Acaba bu tavşan türlerinden kaç tanesi kafanızda saklambaç oynuyor?</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>***</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Tüm tavşanların zararlı olduğunu söylemek yanlış olur. Yararlı tavşanlar da vardır. Mesela fikir özgürlüğünün olmadığı ülkelerde propagandacı veya postacı tavşanlar, ezilen halkların mücadelesinde önemli yer alırlar. Savcılar ve yargıçlar tarafından yakalanması hemen hemen imkansız olan propagandacı tavşanlar, ustalıklı sıçrayışlarıyla sözde demokratik ülkelerin ezilen insanlarına bazen arslanlardan daha fazla yararlı olur. Zira, arslan yakalama konusunda gayet becerikli olan baskıcı yönetimlerde arslanlar ya hapishanelerin kafeslerinde dolanmaya ya da sıkı gözetim altında bulunmaya mahkum olurlar. Propagandacı tavşanlar ise gerek ele avuca sığmaz manevralarla ve gerekse hızlı üreme yetenekleriyle; polisleri, yargıçları, şahları ve padişahları şaşkına çevirirler. Hele arslanlarla el ele, omuz omuza ortaya çıkan tavşanlar, baskıcı yönetimlerin başına başa çıkılmaz bir belâ olabilirler.</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Eğer ülkenizde düşüncenizi, inancınızı özgürce açıklayamıyorsanız, hiç beklemeden propagandacı ve haberci tavşanlar yetiştirmelisiniz. Örnek mi istiyorsunuz? Öyleyse şu paragrafın bile bir tavşan olduğunu size söyleyeyim. Yakalayabilirseniz yakalayın!<br />Kafalara zararlı tavşanların sokulmayacağı ve yararlı tavşan üretiminin gerekli görülmeyeceği ileri ve özgür bir toplumun özlemiyle…</strong></div>
<div style="background-color: #fafcff; color: #2a2a2a; font-family: Verdana, Tahoma, Arial, sans-serif; font-size: 10.944px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 15px; padding: 0px;">
<strong>Yazar. Edip YÜKSEL (KİTAP OKUMANIN ZARARLARI) Eserinden derlenmiştir.</strong></div>

İbretlik Menkıbe; Kafalardaki Tavşanlar

Kafalardaki Tavşanlar Saf kalpli bir köylü, cinci hocaya muska yaptırmaya gider. Köylünün derdi büyüktür. Sevdiği kız kendisine iltifat e...

Devamı »

Muhteşem menkıbeler ve kerametler (Kısa Video)

Muhteşem menkıbeler ve kerametler (Kısa Video)

Bir toplumun zihni, sezgisel hayatı bu tür menkıbe, keramet öykülerine aç ve duygusal şeyler ile manipüle ediliyorsa o toplumun İslami ve te...

Devamı »

Alimlerden Çok Mu Biliyorsunuz? Bunca Alim Ulema Yanlış Bir Siz Mi Doğrusunuz? (Kısa Video)

Alimlerden Çok Mu Biliyorsunuz? Bunca Alim Ulema Yanlış Bir Siz Mi Doğrusunuz? (Kısa Video)

Devamı »

Dine Karşı Din Ali Şeriati

<blockquote class="tr_bq">
“Bir dine sahip değilim. Ama eğer dinlerden birini seçecek olsaydım, Şeriati’nin dinini seçerdim.” </blockquote>
Varoluşçuluk akımının önde gelen isimlerinden <b>Sartre</b> bu cümlesiyle ifade etmişti Şeriati’nin İslam düşüncesindeki yeri ve önemini. Şeriati ise yine bir konuşma metninden itina ile derlenen “Dine Karşı Din” isimli kitabında Sartre’ı doğrulamakla kalmıyor, din, dinsizlik, küfür gibi kavramlara önemli açılımlar getiriyor.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrZ7RP0EoVZcIsKxrQELtTRjZA8GbH_m2vF5N2YxLeMPbm3vDF_4Zeq3A_S95kZ_T2vwRlmzHo91nVdr7wHNoV53JpVM-My9PzAz4g9tt8Uay3lwzGKBaNikE6gIIdyHkLcxewmBzGxeYE/s1600/seriati.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrZ7RP0EoVZcIsKxrQELtTRjZA8GbH_m2vF5N2YxLeMPbm3vDF_4Zeq3A_S95kZ_T2vwRlmzHo91nVdr7wHNoV53JpVM-My9PzAz4g9tt8Uay3lwzGKBaNikE6gIIdyHkLcxewmBzGxeYE/s320/seriati.jpg" width="207" /></a><br />
 Tarih boyunca yaşanan savaşların din ile dinsizlik arasında değil, yine din ile din arasında cereyan ettiğini söylüyor ve ekliyor: Küfür de bir dindir! Bu düşüncesini, kitabının girişindeki şu cümlelerle özetliyor:<br />
<blockquote class="tr_bq">
<div style="text-align: justify;">
“Bu başlıktan dolayı (kitabın isminden) dolayı zihinlerde bir tereddüt doğması ve anlamının ilk başta açıkça anlaşılamaması mümkündür. Bunun sebebi de şudur: Şimdiye kadar biz dinin küfre karşı olduğunu ve öteden beri de bunun böylece süregeldiğini sanmışızdır. Bu sanımıza göre, tarih boyunca savaşlar din ile dinsizlik arasında olagelmiştir. Bu sebeple, başlık ilk bakışta garip, anlamı kapalı, şaşırtıcı ve kabul edilemez görünebilir. Oysa ben belki de daha önceleri sezmekte olduğum; ancak, tam bilincine son zamanlarda vardığım bir gerçeğin farkına varmış bulunuyorum: Bu düşüncenin aksine, tarih boyunca her zaman din ile din çarpışmıştır, yoksa hiçbir zaman bugün anladığımız anlamıyla din ile dinsizlik savaşı görülmemiştir.”</div>
</blockquote>
<br />
Ve Şeriati, bu düşüncesiyle her zamanki gibi ezber bozan bir duruş sergiliyor. Ayrıca “Din halk yığınlarının afyonudur.” sloganını da ele alarak bu düşüncenin İslamî açıdan eleştirisini yapıyor.<br />
<br />
<b>Şirk Dini</b><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Tağuta kulluk dininin iki boyutundan ilki, başka bir kalıba girmeden,
açık ve aleni bir biçimde kendini ifade eden ve adına şirk denen
biçimdir. Günümüzde Afrika'da olduğu gibi. Afrika'da şirk dini halen varlığını sürdürmektedir. Çok açık bir biçimde birden fazla
ilaha, birden çok mabuda inanan bir din. Halen güzellik boncuğuna
inanan, her kabilenin ibadet ettiği bir tabusu, bir kutsal hayvanı
bulunan bir din. Bu tip dinler hala mevcuttur.

Kendini açık bir biçimde ifade eden, iç yüzünü gizlemeden yaşam
biçimini ortaya koyan tağuta kulluk dinine, yani MELE (toplumun ileri gelenleri, söz sahipleri. Bkz. 7/Araf Suresi 60,66,75)  ve MÜTREFİN (sorumsuzca yaşayanlar, sefahate dalanlar ve şımarıklık içinde yaşayan müsrifler. Bkz. 56/Vakıa Suresi 45,) dinine karşı mücadele etmek kolaydır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tehlikeli olan, şirk ve tağutun, tevhid kisvesine bürünerek mele ve mütrefinin elinde bir malzeme haline gelmesidir. İşte asıl tehlike burada yatmaktadır ki bu,şirk dininin tarihte tezahür eden ikinci biçimidir. lşte burada tağutperestlik, tevhid maskesine bürünerek tevhid dinine musallat olur. Tağuta kulluk edenler Allah'a kulluk adıyla, Allah'ın samimi
kullarını ve rabbani hareketin gerçek önderlerini ortadan kaldırmayı
hedefler. Ve bu, çok tehlikeli bir durumdur.

Girdiğim "İslam Tarihi" derslerinde her zaman tekrar ettigim, herkesin
de malumu olan sürekli sorduğum bir soru var ki eğer bu sorunun
doğru cevabı bulunursa toplumsal problemler de dahil bütün
sorunlar çözülecektir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Soru şu:</div>
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
Bir toplumda iki kişi ortaya çıkıyor ve dini orada hakim kılmak istiyor.
Bunlardan biri (Hz. Ali), yenilgiye uğruyor; diğeri (Hz. Muhammed)
ise, muzaffer oluyor. Neden dersiniz? Miladi yedinci asırda yaşayan bir Arap, Peygamber. Din aynı din, dil aynı dil, dönem
aynı dönem, Kur'an aynı Kur'an, ilah da aynı ilah ve her ikisi de aynı şeye davet ediyor. Fakat biri kazanıyor, diğeri kaybediyor.
Neden? </blockquote>
<div style="text-align: justify;">
Bu soruyu sorduğum da bazıları dehşet verici, tüyler ürpertici cevaplar
verdi. Dediler ki: Ali uzlaşmacı olmadığı için, haksızlığa hiçbir
şekilde tahammül edemediği için, baskıya ve zulme sessiz kalamadığı
için, keskin ve kararlı bir kişiliğe sahip olduğu için.

İyi güzel de bütün bunlar Ali için olumlu iken, -haşa- Peygamber için
olumsuz bir durumu ortaya koymuş oluyor. Sanki muzaffer olan
-haşa- öyle değilmiş gibi!

Uzlaşmacı olmamak, baskıya ve zulme sessiz kalmamak gibi özelliklerin
Ali'nin yenilgisinde birer etken olduğu doğrudur. Ancak
başka bir etkene bakmak lazım. Zira asıl etken bu değil. 
Yani peygamber zamanın da olmayan ve Ali döneminde ortaya çıkan bir etkeni araştırmak gerekir.
Bunun ne olduğu da açıktır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Bu etken tağuta kulluk dini idi.</b> Bu etken ırkçılığa, kabileciliğe, sınıflaşmaya dayalı putperestlik dini, yani şirk diniydi. 
Kısacası mele ve mütrefin, yani Kureyş'in malzeme olarak kullandıkları din. Şirk dini, peygamber döneminde hicapsızdı, açık ve netti. Ebu Süfyan,
Ebu Cehil ve Ebu Leheb açık bir biçimde şunu ifade ederlerdi:</div>
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
"Bunlar, bizim putlarımızdır. Bu evi (Kâbe) koruyup kollamalıyız.
Zira Kureyş ekonomisinin ve efendiliğinin ayakta durması, bunlara bağlıdır. Bizim dünyada ve diğer Arap kabileleri arasındaki azametimiz, konumumuz ve haysiyetimiz; bu evin ve putların velayetinin bizde olmasına bağlı. Bunlar bize atalarımızdan kalan "gelenekler" ve inançlardır (Esatirul evvelini/ öncekilerin masalları).
Bizim başka bir şeye inanmamız mümkün değil, bu putların savunucusuyuz."</blockquote>
<div style="text-align: justify;">
Bütün bu sözleri açık ve samimi olarak söylüyorlardı.
Bu nedenle bunlarla mücadele etmek ve bunları yenilgiye uğratmak mümkün ve kolaydır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Nitekim Peygamber'in muvaffakiyetinin sebebi de budur.

Biz burada sosyolojik ve tarihi etkenlere dayanarak konuşuyoruz.
Gaybi etkenlere gelince, onları ne ben bilebilirim ne de bir başkası.
Ali maske giymiş kimselerle savaşıyordu. Bu maske neydi? Şirk
ordusunun üzerine geçirilen tevhid maskesi. Artık Ali, putların savunucusu
olan bir Kureyşhye karşı kılıç kuşanmıyordu; bilakis kılıç
çektiği adam (sözde) Kabe'nin savunucusuydu. Artık mızrakların
ucuna takılan "Muallakat-ı Seb'a" değil; bir şiar olarak mızraklara
takılan Kur'an'dı. Böyleleri ile mücadele etmek zordur. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Bugün artık şirk ne yapıyor?</b> Cihada gidiyor, İslami fetihler yapıyor,
mihrabı var, görkemli camiler inşa ediyor, bu camilerde cemaat
namazı ikame ediliyor ve Kur'an okunuyor. Bütün İslam alimleri
ve kadılar bu dine tabidir ve dini şiarların, Peygamber dininin
savunucularıdır. Ancak bu, işin şekli boyutudur, işin özü ve ruhu
ise şirke dayanmaktadır.

<b>Dost kisvesine bürünmüş bir düşman ile mücadele etmek; tevhid
diniyle savaşmak amacıyla takva ve tevhid elbisesine bürünen şirk
dini ile savaşmak zordur</b>. O kadar zordur ki Ali dahi bu mücadeleyi
kaybediyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tarihteki bütün ıslahat hareketlerinde ve toplumsal
olaylarda kendi toplumlarına karşı doğrudan mücadeleye girişen
ve onları hakimiyeti altına almak isteyen yabancı düşmanlara
karşı kolaylıkla zafer kazanmış ve düşmanları püskürtmeyi başarmış
hareket önderlerine rastlamaktayız. Yabancı düşmanın ve yabancı
ırkın dünya çapında sahip olduğu bunca azamet ve görkeme 
rağmen, bu rehberlerin ve mücahiderin kıyamı onları yok etmiştir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Fakat dünyanın en güçlü ordusunu yenilgiye uğratan bu kahramanlar,
bu milleti içeriden felakete sürükleyen etkenlere karşı mücadeleye
giriştiğinde yenilgiye uğramakta ve düşmanı toplumun
dışına uzaklaştırmaya güçleri yetmemektedir. Üstelik bunlar öyle
sadece bir kişi, iki kişi, on kişi değil. Radhakrishnan'ın ifadesiyle : </div>
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
 "Zorbalık ve hile takva elbisesine büründüğü gün, işte o zaman tarihin
en büyük faciası gerçekleşmiş ve tarihe musallat olan en büyük
güç meydana gelmiştir." </blockquote>
<div style="text-align: justify;">
Bu nedenle şirk dininden söz edildiğinde sadece geçmişte birden
fazla şeye, hayvana, ağaca veya puta tapan ve zaten sonradan lbrahim
Peygamber ve Peygamberimiz tarafından ortadan kaldırılan
din anlaşılmamalı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aksine şirk dini, mele ve mütrefinin tekelinde
bulunan halkın dini duygularının ta kendisidir ki; mele ve mütrefin
her zaman toplumda hakim sınıf olmuştur. <b>Dolayısıyla şirk dini
yok olmamıştır ve bu şekliyle yaşamaktadır.</b>

Bu nedenle 17.-18. ve yeni yüzyıl aydınları bu dine karşı mücadele
ve muhalefet ettiler. Halkı perişan eden, onları felakete sürükleyen
dine itiraz ettiler. Halkı esarete, zillete, zafiyete ve sorumsuzluğa
alıştıran dine karşı kılıç kuşandılar. Toplumdaki ırkçılığı, sınıflaşmayı,
grupsal bölünmeleri koruyan ve kollayan dine karşı
mücadele ettiler. Bunca şeyden sonra şu sonuca varmakta da haklıydılar: </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>"Bu din, ilerlemeye, gelişmeye, özgürlüğe ve eşitliğe karşıdır."
</b>Dini bir kenara bırakarak olağanüstü zaferlere imza atan Avrupalı
aydınlar, din konusundaki yargılarında haklı olduklarını
tecrübeyle ortaya koymuşlardır.

Din adına üretilen ve üretilmekte olan bu hurafelerden, bu zilletin
ve uyuşturan zehrin etkisinden halkı kurtarmak ve özgürleştirmek
için mücadele eden (<b>ki bütün peygamberler bunlara karşı yenilgiye
uğramıştır. Üstelik tarihte sadece peygamberler bunlara karşı
mücadele etmiştir, başkası değil.</b>) bu özgürlükçü aydınlar bir yerde
yanılgı içindedirler ki aynı hatayı biz dindarlar da yapmaktayız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
 Kitabı incelemek için <a href="https://drive.google.com/open?id=0B_cf8Ik1FkDzSXZRN1o2ckdtVkU" target="_blank">buraya </a>tıklayınız.<br />Ali Şeriati'nin diğer kitaplarını incelemek için <a href="https://yadi.sk/d/nPDH_pSRkb9NE/Ali%20%C5%9Eeriati" target="_blank">buraya </a>tıklayınız.

Dine Karşı Din Ali Şeriati

“Bir dine sahip değilim. Ama eğer dinlerden birini seçecek olsaydım, Şeriati’nin dinini seçerdim.” Varoluşçuluk akımının önde gelen isiml...

Devamı »

Kur'an da Şefaat Var-Yok Çelişkisi?

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieab-yHKFQjwJ1IlN3UoINLIu7XPISOW6_nWabS98-O4vTVsNG38Mm-JJIRK_7xSNEsODxlXWpiX-a3B88j7hTRDOmszMwh41O0sma6j4Y-gkg0UyR3YSd2f1nf2Dvd36rXKlxYsP67-B4/s1600/%C5%9Fefaat.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieab-yHKFQjwJ1IlN3UoINLIu7XPISOW6_nWabS98-O4vTVsNG38Mm-JJIRK_7xSNEsODxlXWpiX-a3B88j7hTRDOmszMwh41O0sma6j4Y-gkg0UyR3YSd2f1nf2Dvd36rXKlxYsP67-B4/s1600/%C5%9Fefaat.jpg" /></a></div>
<br />
<h3>
<span style="color: red; font-size: large;"><b>İddia:</b></span></h3>
<br />
<b>1- Hesap gününde Allah’tan başkası şefaat edebilir mi?</b><br />
<br />
<b>Edemez</b> / Bakara-48: Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korunun.<br />
<br />
<b>Edebilir</b>/ Meryem-87: Rahman’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.<br />
<br />
Edebilir diyen diğer Ayetler: Enam-51, İnfitar/ 18-19<br />
Edemez diyen diğer ayetler: Bakara-123, Zuhruf-86, Secde-4<br />
<br />
<br />
<b><span style="color: red; font-size: large;">Cevap : </span></b><br />
<b><span style="color: red; font-size: large;"><br /></span></b>Şefaat vardır ancak iddia edildiği gibi şefaat kişiler/aracılar için değil bizzat Allah için vardır. Allah şefaatin yine kendisinin izin verdiği ve razı olacağı kişilere fayda vereceğini söylüyor! Birilerine şefaat yetkisini verdiğini söylemiyor.<br />.<br />
Şefaat Allah’ındır elbette birileri için bu hakkını kullanacak ve doğal olarak hak sahibi olanlar kendilerine böylelikle izin verilmiş olacaklar! İznin sahibi de şefaatin sahibi de Allah’tır!<br />
<br />::: Allah kendi kendine izin mi vermiş olacak?<br />.<br />
 Neden olmasın, Allah kendisinden başka ilah olmadığına bak nasıl kendini şahit(tanık) tutuyor :<br />
<br />
3:18 “Allah kendisinden başka ilah olmadığına TANIK oldu, melekler ve adaletle hareket eden bilgi sahibi olanlarda tanıklık ettiler. Ondan başka ilah yoktur o azizdir hakimdir…” Bkz. 6:12,6:54<br />
<br />
..<br />
<br /> ::: Nebimiz SORGUYA çekilirken nasıl olur da şefaat/yardım (vaat) edebilir?<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
7:6 "Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen resulleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!" Bkz. 5:109,116 </blockquote>
.<br />
::: Nebimiz BİZE ve KENDİSİNE  ne olacağını BİLMEZ/HABERSİZKEN nasıl olur da, bizi kurtarmayı vaat edebilir?<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
46:9 De ki "Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir UYARICIdan başka bir şey değilim." </blockquote>
.<br />
::: Nebimiz kimsenin hesabından sorumlu değil.<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
6:52 "Onların hesabından sen sorumlu değilsin. Senin hesabından da onlar sorumlu değil. Onları kovarsan zalim olursun." Bkz. 2:134,141, 34:25 vb.</blockquote>
.<br />
::: Peygamberimiz kimseyi ateşten kurtaramaz.<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
 39:19 Azap sözünü hakedenlere gelince, SEN ateştekini kurtarabilir misin?</blockquote>
.<br />
::: Din/Hesap gününde herkes KENDİNİ kurtarmaya çalışacak.<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
<span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;">16:111 "Gün olur, HERKES kendi nefsi için mücadele eder ve herkese, yaptığının karşılığı tam tamına ödenir; onlar asla zulme uğratılmazlar."  Bkz. 2:48,2:123,80:33-47,31:33,35:18,82:19</span></blockquote>
<span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;">.</span><br />
<span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;">::: Her gün okuduğumuz fatiha suresiyle Din günün sabinin bir TEK Allah olduğuna yalnızca Allah'tan yardım/şefaat isteyeceğimize söz veriyoruz.</span><br />
<span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;">.</span><br />
<span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;"></span><br />
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana";">1:4-5 "Din Gününün sahibidir. Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz." Bkz. 82:17-19</span></blockquote>
<span style="background-color: #fefefe; font-family: "verdana"; text-align: justify;">.</span><br />
::: Aşağıdaki ayetler  MÜSLÜMANLARA şefaatin olmayacağını söylüyor. Eğer varsa bu çelişki değil mi?<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
2:254 " Ey İMAN edenler, alış verişin, dostluğun ve ŞEFAATİN olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz mallardan nafaka verin. Kafirler ise hep o zalimlerdir."</blockquote>
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
<span face=""helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #141823; line-height: 19.32px;">6:51 “Rablerinin huzurunda toplanacakları günden <b>KORKANLARI </b>Kur’ân ile uyar; onların Allah’tan başka ne bir dostları ne de şefaatçileri vardır. Belki kendilerini korurlar.”</span>  İlgili hadis [1]</blockquote>
.<br />
::: Allah(c.c) nebimize Allah'tan <b>BAŞKA </b>şefaatçi yok derken siz benim şefaatçim var mı diyorsunuz?<br />
<br />
::: İbrahim (a.s) hataları için kim şefaatçi olacak?<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
26:82 " Yargı/hesap gününde, kusurlarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur."</blockquote>
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
39:44 “De ki: Şefaat yetkisi tamamıyla ve sadece Allah’a aittir. Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O’na aittir: sonunda sadece O’na döndürüleceksiniz."</blockquote>
.<br />
Kur’an da bahsedilen tüm şefaat âyetleri bu âyet ışığında anlaşılmalıdır. Bu âyet açık ve net olarak şefaati yalnızca Allah’a tahsis etmektedir. Bu durumda “illa” istisna edatıyla gelen ve “ancak onun izin verdikleri müstesna” gibi bir karşılığı olan ibâreler bu âyetle çelişmeyecek bir biçimde anlaşılmalıdır.<br />
.<br />
::: Kuran’a göre şefaat, gerçeğe TANIKLIK/ŞAHİTLİK etmekten ibarettir .<br />
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
20:109 "O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu (iman ahdine sadık kalan) kimselerden BAŞKASINA şefaatın hiçbir yararı olmayacak.”<br />
.<br />
43:86 "Onların O'nun dışında çağırdıkları şefaat edemezler. Ancak bilerek GERÇEĞE TANIKLIK edenler hariç"<br />
.<br />
 78:38 "Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden BAŞKALARI konuşmazlar; KONUŞAN DA DOĞRUYU söyler."</blockquote>
.<br />
<blockquote class="tr_bq">
17:13-14 "Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter." Bkz. 57:22. Diriliş gününde bu kitap/kayıt, bize gösterilecektir.</blockquote>
.<br />
İstisna cümleleri ile <b>Allah'ın izin vereceği şefaat,</b> kişinin <b>kendi yapmış olduğu güzel amelleri onun şahidi/şefaatçisi olacaktır.</b> Kendi amelinin dışında kendisine yardımcı, şefaat edecek olmayacaktır.<br />
.<br />
Veya istisna cümlelerinde izin verilecek şey “Allah’ın şefaati takdim etme, bildirme” iznidir. Tıpkı peygamberlerin, Allah’ın insanlığa gerçek şefaati olan vahyi iletmeleri gibi. Âhirette Allah’ın şefaati en büyük ödüldür. O ödülü takdim ve tevdi etme izni verilenler de ödüllendirilmiş olurlar. Ödülün elinden alındığı kimse ödülün sahibi değildir, ödülün sahibi Allah’tır. Allah birine ödül vererek, diğerine ödül verdirerek, ikisini de ödüllendirmektedir.<br />
.<br />
İstisna ile ilgili 8 ayetin analizine şuradan bakabilirsiniz. http://tanrivar.blogspot.com.tr/2016/08/sefaat-istisna-ayetleri.html<br />
.<br />Şefaatin olduğunu iddia edenler genelde hadis/rivayetlerden delil getirmektedir. Rivayetlere itibar edenler için örnekler :<br /><br />
[1] <span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px; text-align: justify;">Ebû Hureyre’nin bildirdiğine göre </span><span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 0px; text-align: justify;">26:214 </span><span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px; text-align: justify;">“</span><em style="box-sizing: border-box; color: #333333; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, sans-serif; line-height: 20px; text-align: justify;">Kabilenin en yakınlarını uyar</em><span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px; text-align: justify;">”</span><span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px; text-align: justify;"> </span><span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px; text-align: justify;">âyeti inince Allah’ın elçisi şöyle bir konuşma yapmıştı:</span><br />
<span face=""helvetica neue" , "helvetica" , "arial" , sans-serif" style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px; text-align: justify;"><br /></span>
<br />
<div style="background-color: white; box-sizing: border-box; line-height: 20px; margin-bottom: 10px; text-align: justify;">
<div style="color: #333333; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, sans-serif;">
“Ey Kureyş topluluğu! Kendinizi kurtarmaya bakın; Allah’ın yanında size bir faydam olmaz. Ey Abdumenaf oğulları! Allah’ın yanında size faydam olmaz. (Amcam) Abdulmuttalib oğlu Abbâs! Allah’ın yanında sana faydam olmaz. (Halam) Safiyye! Allah’ın yanında sana faydam olmaz. Ey kızım Fatma! Benim malımdan dilediğini iste. Ama Allah’ın yanında sana faydam olmaz.” dedi. (Buhârî, Vesâyâ, 11)<br /></div>
<span face="helvetica neue, helvetica, arial, sans-serif" style="color: #333333;"> Osman b. Maz’un yıkanıp kefenlendikten sonra Peygamberimiz yine onun yanına geldi. Bu sırada hicretin ilk günlerinde Osman b. Maz’un’u misafir eden Ensar’ın hanımlarından Ümmü A’la ya da bizzat Osman’ın hanımı Havle binti Hâkim şöyle dedi:<br /></span><br />
<span face="helvetica neue, helvetica, arial, sans-serif" style="color: #333333;">- Ey Eba Saib, cennet sana mübarek olsun, Allah’ın sana ikramda bulunduğuna şehadet ederim. Bu sözler peygamberimizi rahatsız etti. Döndü ve kızgın bir şekilde sordu:</span><br />
<span face="helvetica neue, helvetica, arial, sans-serif" style="color: #333333;">- Allah’ın ona ikramda bulunduğunu nereden biliyorsun?</span><br />
<span face="helvetica neue, helvetica, arial, sans-serif" style="color: #333333;">- Ya Resûlallah, Allah ona merhamet etmez de kime eder? O senin dostun ve süvarin değil midir?</span><br />
<span face="helvetica neue, helvetica, arial, sans-serif" style="color: #333333;">- Vallahi Ben, onun hakkında ancak hayır ümit ediyorum. Ancak Ben Allah Resûlü olduğum halde Bana dahi nasıl muamele edileceğini bilmiyorum. O, Allah ve Resûlü’nü severdi, demeniz daha doğru olurdu! (Buhari Kitab’ul-Cenâiz 3, 1243)</span></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; line-height: 20px;">
<br /><div style="font-size: 14px;">_________________________________________________________________________________</div>
<div style="font-size: 14px;">
<br /></div>
<div style="font-size: 14px;">
Kur’an da “<strong>Şefaat</strong>” ibâresinin geçtiği âyet sayısı 25’tir. Bunlardan 23 tanesi “olumsuzlama” (nefy) üzerine kuruludur. Geriye kalan 2 tanesinden biri müşriklerin ağzından nakil (69/Yunus Sûresi: 18), diğeri de şefaati tamamıyla Allah’a hasreden şu âyettir:</div>
</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<strong><em>Zümer Suresi (39/44): “De ki: Şefaat (izin verme) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah’a aittir. Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O’na aittir: sonunda sadece O’na döndürüleceksiniz.</em></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Kur’an da bahsedilen tüm şefaat âyetleri bu âyet ışığında anlaşılmalıdır. Bu âyet açık ve net olarak şefaati yalnızca Allah’a tahsis etmektedir. Bu durumda “illa” istisna edatıyla gelen ve “ancak onun izin verdikleri müstesna” gibi bir karşılığı olan ibâreler bu âyetle çelişmeyecek bir biçimde anlaşılmalıdır.</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Allah, zatına ait olan yetkiyi, razı olduğu kimseler için kullanır. Bu tıpkı şuna benzer: bir ödülü takdir ettiği birine veren yüce makamın sahibi, ödülü hak edene takdim etme işini dilediği birine verebilir. Ödülü hak eden kimsenin ödülünü aracı bir kimseden alması ödülün sahibinin o olduğu anlamına gelmez. Ödülü takdim eden kişi, sadece bir aracıdır. Şefaat “çifte” katlanmış bir ödül tevdiidir. Ödülün sahibi Allah’tır, ödülü vermesi istenen kişi de ödül verilen kimse gibi Allah tarafından onurlandırılmıştır.</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Bu durumda 25’ten geriye kalan 2 âyet de delaletten menfi çatıya dahil olurlar. Bu olumsuz çatı garip değildir. Zira Kur’an şefaatten, şefaati ispat için söz etmez. Muhatapları inkâr ediyormuş da, Kur’an onları şefaate imana çağırıyor değildir. Durum tam aksinedir. İlk muhatapların, Allah’ın astları olarak (min dûnillah) daha başkalarına kulluk etme gerekçeleri, onların kendilerine şefaat edeceğine olan inançlarıdır. Bu hakikat tam da Zümer Sûresi’ nin 3. âyetinde dile gelen hakikattir: <strong><em>“O’ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, ‘Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.’ derler.”.</em></strong></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Kur’an şefaat konusundaki âyetleri menfi çatı üzerine kurarken, işte muhatapların bu sapık şefaat inançlarını hedef alıyordu. Bütün bunlardan dolayı, istisna cümleleriyle gelen âyetler bu âyet ışığında anlaşılmak zorundadır.</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Tam bu noktada zorunlu olarak şu soru sorulacaktır:</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
“Peki, şu halde şefaati reddeden âyetlerin tümü de buradaki gibi mutlak red ve Allah’a tahsis ile gelmek yerine, bir kısmı neden istisna cümlesiyle gelmiştir? “</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Evet, 25 âyetten 8 tanesi istisna cümlesiyle gelmiştir. Üstelik bunlar standart kalıpta da değildirler. Özellikle Necm 26, Meryem 87 ve Zuhruf 86’da kullanılan üslûp, istisnayı dikkate almamızı gerektirir.</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Son bir soru: Hem tüm şefaatle ilgili âyetleri şefaati yalnız Allah’a has kılan bu âyet ışığında anlayacağız, hem de istisnayı dikkate alacağız; bu çelişki olmaz mı?</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
Çelişki insanın zihnindedir, Kur’an’da çelişki olmaz. Bunun açıklaması şudur: istisna cümlelerinde izin verilecek şey “şefaat” değil, “Allah’ın şefaati takdim etme, bildirme” iznidir. Tıpkı peygamberlerin, Allah’ın insanlığa gerçek şefaati olan vahyi iletmeleri gibi. Âhirette Allah’ın şefaati en büyük ödüldür. O ödülü takdim ve tevdi etme izni verilenler de ödüllendirilmiş olurlar. Ödülün elinden alındığı kimse ödülün sahibi değildir, ödülün sahibi Allah’tır. Allah birine ödül vererek, diğerine ödül verdirerek, ikisini de ödüllendirmektedir.</div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; color: #141823; font-family: "helvetica neue", helvetica, arial, "lucida grande", sans-serif; font-size: 14px; line-height: 20px;">
[Bu yazı Mustafa İslamoğlu’ nun “<strong><em>Hayat Kitabı Kur’an</em></strong>” adlı gerekçeli meal-tefsir kitabından alıntıdır.]</div>

Kur'an da Şefaat Var-Yok Çelişkisi?

İddia: 1- Hesap gününde Allah’tan başkası şefaat edebilir mi? Edemez / Bakara-48: Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir...

Devamı »

Tanrı Var?

Takva-muttaki-sahipleri-kimdir

Kuran Dışı Vahiyle (gayri metluv) Gelen Hüküm Yoktur

Kurana göre mehir ve miras

Edip Yüksel ve Ahmet Tekin Kuran ile Hadis Tartışması

Şefaat'in Olduğuna Dair Delil olarak Getirilen Sekiz İstisna Ayetinin İncelenmesi...

Peygamberler hata yapar mı? Nebiler günahsız mı?

İbretlik Menkıbe; Kafalardaki Tavşanlar

Muhteşem menkıbeler ve kerametler (Kısa Video)

Alimlerden Çok Mu Biliyorsunuz? Bunca Alim Ulema Yanlış Bir Siz Mi Doğrusunuz? (Kısa Video)

Dine Karşı Din Ali Şeriati

Kur'an da Şefaat Var-Yok Çelişkisi?

[Popüler]

[Yorumlar]

[Bloglar]