Menu
 

İddia:

Mülk, 67:5 "Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık."

Muhammed’e göre yıldızlar, çok küçük cisimlerdir. Bu nedenle de şeytana ‘atış taneleri’ yapılabilir. Muhammed ve 7. yüzyıl insanları; yıldızların, dünyadan bile büyük cisimler olduğunu bilmiyordu elbette. Küçük cisimler olduğu zannediliyordu. Bu nedenle böyle komik bir ayet yazmakta sakınca görmedi.

Cevap:

Öncelikle belirteyim ki; Kur'an ne bilim, ne tarih, ne anayasa kitabıdır. Amacı bize bilim sunmak veya tarihi bilgi vermek değildir. Elbette bunlara ilişkin hiç veri bilgi yok demek değildir. Ama Kur'an hayat kitabıdır rehberidir, öğüttür. Bunu yaparken verdiği örneklemelerin tanımlamaların gerçek veya doğru olmasının önemi yoktur.Kur’an 7.yy'da Arap yarım adasında yaşayan toplumun bilgi birikimi, kültürü ve sosyolojisine göz önünde bulunarak hitap edilmiş ve o toplumun kendi şartlarına göre çözüm önerisinde bulunmuştur. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Kuran ve Bilim

Bu ayette yıldızdan hiç bahsedilmez. Fakat kandillerle yıldızların temsili olarak vurgulandığı doğrudur.Yanlış olan sema kelimesi ile yıldızların anlaşılmasıdır. Ayrıca, ayette yıldızlarla şeytanları taşlıyoruz denmiyor. Dünya Semasını şeytanların taşlandığı ortam yaptık deniyor. Taşlamanın kandillerle yani yıldızlarla yapıldığı söylenseydi o zaman çoğul olan cealnehum kelimesi ayeti yer alacaktı. Hal bu ki cealnehe tekil kelimesiyle dünya seması vurgulanmış.

Fahruddin Er-RAZİ bu ayeti tefsir ederken ayet ile ilgili iki görüşün olduğunu bildiriyor, kendisi birinci görüşü benimsemesine rağmen, burada kast edilenin yıldızların kütlesi olmadığını söylemektedir. 


1) Şeytanlar, işitilebilecek olan şeyleri kulak hırsızlığı yaparak duymak istediklerinde bunlarla taşlanırlar. Buna göre şayet, "Yıldızları semânın bir süsü yapmak, onların sürekliliğini; bunları şeytanları taşlama aracı olarak görmek ise, bunların mütenahî olmasını gerektirir. Şu halde bu iki manayı bir arada düşünmek çelişki olur.." denilirse, biz deriz ki, (şeytanları taşlamanın) anlamı, onların, o şeytanları yıldızların kütleleriyle taşlamak değildir. Tam aksine o yıldızlardan şeytanlara atılan birer ateş parçası ayrılmış olabilir. İşte bu alev parçası, "slhâb" adını alır. Bu ise, ateşten alınan bir parçadır. Dolayısıyla da ateş, yine devam etmektedir.

2) Yaldızların şeytanlar için ateş mermileri olmasının diğer bir tefsiri de,  

"Biz bu yıldızları, ins şeytanları için bir zan sebebi ve gayb hakkında ileri geri konuşma vesilesi kıldık.." şeklinde olup, bu insan şeytanlanyla da, ahkâm kesen müneccimler kastedilmiş olur.[39]

Bir çok kişi, bu ayeti yukarıdaki gibi yanlış meallendirmiş fakat tek meali yukarıdaki gibi değildir. Fahruddin Er-RAZİ'nin ikinci görüşüne yakın mealler şu şekildedir.

Muhammed Esed:
67:5 "Biz, yeryüzüne en yakın olan gökleri ışıklarla süsledik ve onları (insanlar arasında bulunan) şeytan ruhluların boş ve anlamsız spekülasyonlarına konu yaptık ve onlar için yakıcı alevden bir azap hazırladık;" 

Ahmet Tekin:
67:5 "Biz dünya semasını parlayan yıldızlarla süsledik. Bunları şeytanlara, şeytanî güçlere karşı göğü koruyan mermiler haline getirdik, insanların ve cinlerin şeytanlarının bir değer ifade etmeyen tahminlerine konu yaptık. Onlara bir de körüklenen, alev püsküren, dehşetli cehennem ateşi azâbı hazırladık." 

 Mustafa İslamoğlu:
67:5,6 "Doğrusu.Biz, en yakın göğü kandillerle süsledik; onları, Şeytan(lığa soyunan)lar için gayba dair spekülasyon aracı kıldık; ve onlar için yakıp kavuran bir azap hazırladık zira Rablerine karşı azabı beklemektedir: ne berbat bir son duraktır.

Edip Yüksel:

____________________________________________________________________________________________________________
[39] Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu?l-Gayb, Akçağ Yayınları: 22/5-6.
www.kalb-iselim.net/kutuphane/tefsirweb/index.html?page
http://www.kuran-tekkaynak.com/yeni_sayfa_22.htm

Yorum Gönder

 
Top