Menu
 




HADİS İSTİSMARCILARI!

.

Bütün hadisleri ‘Resul sözüdür’ zannı ile savunan ve böylece ‘Resule atılan iftiraları’ da müdafaa hatasına düşen kardeşlerimiz var. Ama asıl problem, bunu bile bile yapan hadis istismarcılarıdır.
Çünkü onlar ‘Resulün otoritesini hadisler temsil eder’ dedikleri halde Kurana mutabık sahih hadisleri terk ediyor, Kurana aykırı hadisleri ise baş tacı ediyorlar. Yani hadisleri kendi görüşlerini hakim kılmak için istismar ediyorlar. İşte bazı örnekler;
Örnek 1: Kurana göre, hastalık ve sefer nedeniyle tutulamayan/bozulan Ramazan oruçları, güne gün kaza ile telafi edilebiliyor (2/184). Yani Rabbimiz bu iki mazeret için telafi imkanı veriyor ama böyle bir mazeret yoksa -kefaret orucu vs gibi bir yolla- herhangi bir telafi imkanı sunmuyor. Nitekim şu hadis de Kuranın bu hükmünü aynen teyit ediyor;
.
‘Bir kimse Allah’ın verdiği (hastalık ve sefer gibi) bir izin olmadan Ramazan ayında bir gün oruç tutmazsa bütün hayatı boyunca oruç tutsa tutmadığı bu orucu telafi edemez’(KS 3226).
.
Ama hadis istismarcıları ne yaptılar? Kurana mutabık bu hadisi (yani hem Kuranı hem hadisi) terk ettiler, konuyla hiç alakası olmayan (zıhar kefareti ile ilgili) başka bir hadisi (KS.3227) delil göstererek, Kurana aykırı şöyle bir hüküm ihdas ettiler; ‘Bozulan oruç için altmışı kefaret, biri kaza olmak üzere 61 gün oruç tutulmalıdır.’
.
Örnek 2. Mutahhar/temiz olmayanların dokunamadığı şey -Kuran/Mushaf değil- Kuranın aslının bulunduğu Levh-i Mahfuz’dur (56/79). Bu ayetin Kuranla-abdestle bir ilgisi yoktur. Çünkü Kuran abdesti sadece namaz için emrediyor (5/6). Nitekim şu hadis de Kuranın bu hükmünü aynen teyit etmektedir;
.
‘Resulullah (sav) bir gün heladan çıkmıştı. Hemen kendisine bir yemek takdim edildi. (O da kabul buyurdu. Ashabtan bazıları) “Size abdest suyu getirmeyelim mi?” dediler. Onlara şöyle buyurdu;‘Ben sadece namaza kalkınca abdest almakla emrolundum.’ ( KS.3890;Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai).
.
Ama hadis istismarcıları ne yaptılar? Asıl hadis kaynaklarında yer alan Kurana mutabık bu ve buna benzer bir çok hadisi (yani hem Kuranı hem hadisi) terk edip tali kaynakta yer alan “Kur’ an’a temiz olandan başkası dokunamaz’(Darekutni 1/122)’ şeklindeki bir rivayeti alarak ‘abdesti olmayanlar Kurana dokunamaz’ fetvasını verdiler.
.

Buna dair örnekler çoktur. ‘Kurana aykırı hadis Resul sözü olamaz’ dediğimiz için bizi ‘Hadis/Resul inkarcısı’ ilan edenler, Kurana mutabık hadisleri (aslında Kuranı) görmezden gelince neyi inkar etmiş oluyorlar? Kuranı mı? Hadisi mi? Her ikisini mi?

"Size sadece Kuran'ı bırakıyorum; ona uyarsanız yolunuzu şaşırmazsınız"
(Müslim 15/19 Nu, 1218; İbn Mace 25/84 Nu, 3074; Ebu Davud 11/56, Nu 1905)
Şeddad, İbni Abbas’a “Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı?” diye sordu. O da “Sadece Kuran’ın iki kapağı arasında olanları bıraktı.” cevabını verdi. 

(Buhari K. Fezailul Kuran 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30,31)

Kuran'dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır" 
(Tirmizi 2906).
“Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: `Allah`ın Kitabı bize yeter` dedi” 

(Buhari İtisam 26, İlim39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22).

"Benden bir şey yazmayın, benden Kur'an dışında bir şey yazan onu yok etsin"
(Sahih-i Müslim c.4, sayfa 97, Sünen-i Daremi, c.1, sayfa 119; Sünen-i Ahmed. b. Hanbel c.3, sayfa 182)
Benden Kur'an dışında bir şey yazmayın. Kim, benden Kur'an dışında bir şey yazmışsa, onu imha etsin."
Muslim-Zuhd/72(3004) /4137 Ebu Davud-İlm/3(3647) /4136 Musned-c.3/12,21,39 Darimi-Mukaddime/42 )
"Ebu hureyre’den: Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve yazdığınız şey nedir? dedi. Senden işittiğimiz hadisler (sözler) dedik. Hz. Peygamber Allah'ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah'ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.”
(El Hatib, Takyid, sayfa 33)
"Zeyd b. Sabit'ten: Resulullah bizi hadislerini yazmaktan alıkoydu ve bizim yazdığımız hadisleri yok etti." (Sünen-i Ebu Davud, İlim Kitabı, c.3, sayfa 319)
Üstelik Hz. Ebubekir: "Hiçbir şekilde Resulullah'dan (sav) bir şey anlatmayın. Kim de size soracak olursa sizinle bizim aramızda Allah'ın kitabı vardır, o kitabın helallerini helal, haramlarını haram bilin" demiştir. (Zehebi, Tezkiretu'l-Huffaz, c.1, sayfa 2-3)
Hz. Ömer döneminde ise hadisler yakılmıştır. (Tabakat-ı İbn Sa'd, c.5, sayfa 140)
"Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.”
(Tirmizi, es-Sünen, K. İlm, sayfa 11)
"Ibni Abbas ve Selman el-Farisi rivayet ediyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: Helal, Allah Teala hazretlerinin kitabında helal kıldığı şeydir. Haram da Allah Teala hazretlerinin kitabında haram kıldığı şeydir. Hakkında sükut ettiği şey ise affedilmiştir. Onun hakkında sual külfetine girmeyiniz."
[KS.5164 (Tirmizi, Libas 6 (1726); İbni Mace, Etime 60 (3367)]


Aranızda olduğum sürece beni dinleyin ve bana itiaat edin. ben aranızdan ayrıldıktan sonra size ALLAHIN kitabınıza sarılmanızı öneriyorum. onun helalini helal. haramını haram bilin..
 ( elbani el ahadis es sahiha 3/358-360 )

 "Bana mucize olarak verilen ise ancak Allah'ın bana vahyettiğidir / Kur'an'dır." (Buhârî, İ'tisâm, 1)
Rasulullah ölüm döşeğinde şöyle dedi: Ben yalnızca Kur’an’ın haram kıldıklarını haram kılarım. Allah’a yemin ederim ki benim adıma bir şeye (beni bahane ederek) sarılmasınlar.”
 (Ebu Yusuf er-Redd, 31) s.85 3)

Din konusundaki ihtilaflarda size Kur'an yeterlidir. 
(5424-Buhârî-Müslim-Nesâî; 4727-Muvatta-Müslim; 5406-Buharî-Müslim)

Şeddâd, İbn Abbâs'a sordu ki, “Resûlüllah bir şey bıraktı mı?’ O da, Kur’ân’ı kast ederek ‘mushafın iki kapağı arasında bulunanlardan başka hiçbir şey’ diye cevap verdi. 

(Buhari, “Fedailu'l-Kur'an”, 16.)


En hayırlı hadis Allah'ın kitabıdır. 

(Müslim, Cum'a, 43, hadis nu: 2005

Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Aişe annemiz gibi sahabe de defalarca “bize Kur'an yeter” mealinde sözler söylemişlerdir. Mesela Hz. Ömer’in bir Sunen kitabı yazmayı düşündüğü ama daha sonra bundan vazgeçtiği bildirilmektedir. Gerekçesi ise şöyledir: “Size bir sunen kitabından bahsetmiştim. Sonradan düşündüm ki, sizden önceki ehli kitap, Kitabullah’tan başka kitaplar yazmışlar, o kitaplar üzerine düşerek Allah'ın kitabını terk etmişlerdir. Ben, yemin ederim ki Allah'ın kitabını hiçbir şeyle örtmem/gölgelemem.” 

(Talat Koçyiğit, İbni Abdil Berr’in, Camiu Beyanil İlm ve Fadlih adlı eserinden nakletmektedir; Hadis Tarihi, Ank-2012, s. 42 ve Hadislerin Toplanması ve Yazı ile Tespiti, Konya-2007, s. 53).
Yine Hz. Ömer’in, Peygamber hasta yatağında iken kalem-kâğıt getirin demesine olan muhalefeti ve “Yanımızda Kur'an vardır, o bize yeter” sözü bilinen bir rivayettir. 

(Talat Koçyiğit, Hadis Tarihi, 42).
Bir rivayete göre Karaza İbni Ka’b ve arkadaşları Irak’a gitmek için yola çıktıklarında Ömer onlara şu şekilde nasihatte bulunur:“Siz öyle bir beldeye gidiyorsunuz ki, ahalisi arı uğultusu gibi Kur'an okur. Hadislerle onları meşgul etmeyiniz ve yollarını saptırmayınız. Kur'an’ı iyi okuyunuz ve Hz. Peygamber’den rivayeti azaltınız.” 

(Talat Koçyiğit, İbni Hıbban, İbni Hanbel ve Zehebî’den nakletmektedir; Hadis Tarihi, 42-43).
Talat Koçyiğit Ömer’in bu tutumunu şöyle özetlemektedir: Müslümanların en kuvvetlisi idi. Buna rağmen “Müslümanların Kur'an’dan başka şeyle meşgul olup, Kur'an’ı terk etmelerinden korkuyordu.” 

(Hadis tarihi, 42).
Bir keresinde Hz. Ebu Bekir’in insanları toplayarak onlara şöyle bir hutbe irad ettiği rivayet edilmektedir: “Siz Rasulullah (sav)’den birtakım Hadîsler rivayet ediyorsunuz. Rivayetlerinizde ihtilaf ettiğiniz de oluyor. Sizden sonra gelecek olanlar daha ziyade ihtilafa düşecekler. O halde Rasûl (a.s)’dan bir şey rivayet etmeyiniz. Şayet size muhtelefun-fîh bir şey soran olursa, aramızda Kitabullah var deyiniz. Kitabullah’ın helalini helal, haramını haram biliniz.” buyurdu. 

(Ahmed Naim, Tecrid Tercümesi, 1. Cilt, s. 54; Ahmet Keleş, Hadislerin Kur'an’a Arzı, 2. Bsk. İst-2003, s. 24).

Yorum Gönder

 
Top