Menu
 

Hz.Peygamer Savaşlarında İlahi Yardım
İsrafil Balcı


"İlahi yardımla ilgili yorumlar genellikle meleklerin ordular halinde gelip fiilî olarak savaştıkları, müşrikleri öldürdükleri veya esir aldıkları gibi iddialarla anlatılır. Bu minvaldeki yorumlar bazen izahı mümkün olmayan tasvirlerle sunulmuştur. Örneğin Bedir’de meleklerin fiilî olarak savaştıklarından söz edilirken, Uhud’da sadece sayısal çoğunluk olarak bulunduklarından bahsedilir. İki
farklı savaşta aynı melek yardımından söz edilip birinde doğrudan savaştıkları, diğerinde ise savaşmayıp sadece sayısal
çoğunluk sağladıkları iddiası, kendi içinde çelişkili olduğu halde bu durum sorun olarak görülmemiştir."




8:62 Seni aldatmak isterlerse, ALLAH sana yeter. O ki seni yardımıyla ve iman edenlerle destekledi.
8:63 VE ONLARIN (İMAN EDENLERİN) KALPLERİNİ UZLAŞTIRDI. Sen, yeryüzünde bulunanların hepsini harcasaydın bile kalplerini uzlaştıramazdın. Ancak, onların kalplerini ALLAH uzlaştırdı. O, Üstündür, Bilgedir.
Rabbimiz savaşta inananların kalbini nasıl uzlaştırdı / yatıştırdı?
8:9. Sizi kurtarması için Rabbinize yalvarıyordunuz, ve O da, "Ben sizi birbiri ardınca bin melekle destekleyeceğim," diye size karşılık vermişti.
8:10. ALLAH BUNU ANCAK BİR MÜJDE OLSUN VE KALPLERİNİZİ YATIŞTIRSIN DİYE YAPTI. Zafer yalnız Allah'tandır. Allah Üstündür, Bilgedir.

Kitap tan bir pasaj,

"İnsanlar tepelere doğru can havliyle kaçıyordu. Peygamber onları çağırdığı zaman âyette de işaret edildiği üzere kimse korkudan dönüp arkasına bile bakmıyordu.89


Hz.Peygamber’in okçularından olan Hâris b. Enes kaçanların arkasından çağırarak Allah Rasulün’e verdikleri sözü tutmalarını ve ona sadakat göstermeleri gerektiğini haykırıyordu.90


Ancak bütün bu çabalar nafileydi. Hz. Peygamber terk edilince cesaretlenen müşrikler iyice yaklaştılar. Onu hedef alan İbn Kamie yanına kadar sokulup bir kılıç darbesiyle ciddi şekilde Hz. Peygamber’i yaraladı ve yere düşürdü.91 
Rasûlüllah iki yanağı ve alnından yaralanmıştı.92

Aldığı darbelerden dolayı Hz. Peygamber’in yüzünden kanlar akmaya başladı. Onu yaralayan İbn Kamie, öldürdüğünü sandı ve kavmine haykırıp Hz. Muhammed’i öldürdüğünü söyledi.93

İbn Sa’d Hz. Peygamber’in öldüğü haberini Şeytan’ın yaydığını söyler.94
Utbe b. Ebî Vakkâs’ın attığı taş Hz. Peygamber’in dişini kırdı ve dudağını parçaladı.95
Bir rivayete göre de onun attığı okla Hz. Peygamber’in dişi kırılıp dudağı yaralanmıştı.96
Hz. Peygamber kendisini korumaya çalışırken Ebû Âmir’in açmış olduğu çukura düşerek dizlerinden yaralandı.97

Kureyşliler Rasulüllah’ın etrafını sardığı zaman, ‘kim benim için kendisini feda edecek?’98 diye seslenip can havliyle ashabından yardım istedi. Ancak bir çoğu onu terk edip yüksek tepelere kaçıyordu. Rasulüllah çağırdıysa da kaçanlar dönüp arkalarına bile bakmamışlardı. Bir kısmı ise Medine’ye kaçmıştı.99


Onlardan birisi Hz. Osman idi. O, Ensar’dan olan Ukbe b. Osman ve Sa’d b. Osman ile birlikte kaçıp Medine yakınlarındaki bir dağda saklanmıştı ve bir daha üç gün sonra ortaya çıkmıştı.100

İbn İshâk’ın bildirdiğine göre Hz. Osman saklandığı yerden çıkıp gelince,Hz. Peygamber geç gelmesi nedeniyle ona sitemde bulunmuştu.101

Yanında kalan çok az sayıdaki sahabi cansiperane etrafını sarıp atılan oklardan onu korumaya çalıştılar.102 
Onu korumaya çalışanlar aldıkları darbelerle birer birer şehit düştüler.103 Ebû Dücâne, Mus’ab b. Umeyrve Sa’d b. Ebî Vakkâs gibi samimi Müslümanların destansı mücadeleleri sonucu Allah Rasulü kıl payı ölümden kurtulmuştu.104 "

89 3. Âl-i İmrân, 153; ayrıca bkn. Belâzurî, I, 389.
90 Belâzurî, I, 390.
91 Vâkıdî, I, 244; İbn Hişâm, III, 598, 599; Belâzurî, I, 390; Taberî, Târîh, III, 17.
92 Taberî, Târîh, III, 17.
93 İbn Hişâm, III, 609.
94 İbn Sa’d, II, 42, 45.
95 İbn Hişâm, III, 597; Taberî, Târîh, III, 17.
96 İbn Hişâm, III, 598; İbn Sa’d, II, 45; Taberî, Târîh, III, 15.
97 Vâkıdî, I, 244; İbn Hişâm, III, 598.
98 İbn Hişâm, III, 599; Taberî, Târîh, III, 18.
99 Taberî, Târîh, III, 20.
100 Taberî, Târîh, III, 21.
101 İbn İshâk, Sîretu İbn İshâk,thk. M. Hamidullah, Konya 1981/1401, 311.
102 İbn Hişâm, III, 600; Taberî, Târîh, III, 18.
103 Taberî, Târîh, III, 18.
104 Belâzurî, I, 389-91.

Kitabı İncelemek için buraya tıklayın.

Yorum Gönder

 
Top