Menu
 

RESULULLAH NASIL HAKEM OLDU?

Ebubekir Sifil, -https://www.youtube.com/watch?v=fQFX1IzxZ-I- adresindeki videosunda; 
‘Rabbine and olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık konusunda SENİ hakem kılıp da verdiğin hükme razı olmadıkça iman etmiş olmazlar (Nisa 65)’ ayetindeki ‘SENİ’ ifadesine dayanarak, ‘Resulullahın Kurandan bağımsız biçimde hakem olduğunu, bunun kabul edilmemesi halinde iman edilmiş olunamayacağını, O’nun Kuran dışı (hatta Kurana aykırı) hüküm koyabileceğini, bunu tek başına yapamayacağını, ama Kuran dışı vahiyle bunu yapabileceğini, yani gayri metluv vahiyle -Kurana aykırı- hüküm koyabileceğini, dinin büyük bölümünün bu şekildeki vahiyle geldiğini vs …’ iddia etmiş ve bu tezini savunmak için ‘…Nisa 23’te evlenilmesi haram ilan edilen kadınlar arasında nine ve torunlarımızın bulunmadığını, dolayısıyla ‘Kuran bana yeter’ diyen efendilerin! nine ve torunla evliliğe (kendi tabiriyle ensest ilişkiye) onay vermeleri gerektiğini, bunun bir cinnet olduğunu, halbuki dinde bunun haram olduğunu, ama bu haramı Kuranda göremediğimizi, çünkü bu haramın sünnet (hadisler) tarafından konulduğunu, Kuranda her şeyin bulunmadığını vs’
söylemiştir. 

Ebubekir Sifil’in bu yaklaşımı, Kurana ve Resulullaha atılmış büyük bir iftiradır. Biz bu iftiralardan beriyiz. Çünkü nine ve torunla evliliği haram kılan –hadisler değil- Kurandır. Zira evlenilmesi haram olan kadınların ilan edildiği mezkur Nisa 23 ayetinde 'analarınız ve kızlarınız…’ ifadeleri de yer alır. Malumdur ki, ‘analarınız’ ifadesi, anneanne ve babaanne gibi yukarıya doğru giden tüm annelerimizi, 'kızlarınız' ifadesi de torunlarımız dahil zürriyetimizden olan tüm kızlarımızı kapsar. Dolayısıyla Kuran nine ve torun ile evliliği haram kılar.

Nisa 65’teki ‘SENİ’ ifadesini Kurandan bağımsız okumak, Zuhruf 36’da buyrulan ‘Kurana şaşı bakma halinin’ tipik bir örneği olsa gerek. Zira Nisa 65 ayetindeki ‘Seni’ ifadesini görüp de içinde ‘Seni’, ‘Sana’ ifadelerinin bulunduğu ve üstelik de bağlamı ‘KİTAP İLE HÜKÜM VERMEK’ olan şu ayetleri görmemek başka bir şekilde izah edilemez;
Bu KİTABI SANA insanlar arasında Allah’ın istediği şekilde HÜKÜM VERESİN diye hak olarak indirdik. Sakın hainlerin savunucusu olma (Nisa 105)’
‘(De ki): Her şeyi açıklayan (mufassal) bir KİTABI indirdiği halde Allah’tan başka bir HAKEM mi arayacağım? (Enam 114).’
Demek ki Ebubekir Sifil gibi düşünenlere Kuranın cevabı şudur; ‘Siz Allah’ın Kitabından başka bir hakem mi arıyorsunuz? (Enam 114). 
Şu ayetler de Nebi-Resulün ne ile hüküm verdiğini (aksi halde ne olacağını) bildirir;
‘İçinde Allah'ın HÜKMÜ bulunan Tevrat yanlarında bulunurken nasıl SENİ HAKEM kılıyorlar? Sonra da bundan yüz çeviriyorlar? Onlar inanmış kimseler değildir. İçinde hidayet ve nur olan Tevrat'ı indiren elbette ki Biziz. Müslüman NEBİLER onunla Yahudilere HÜKÜM verirlerdi. Onu (kitabı) korumakla görevlendirilmiş Rabbaniler ve Bilginler de Allah’ın KİTABI ile HÜKÜM verir ve onu gözetleyip kollarlardı. Ey Allah'ın kitabına tanık olanlar, insanlardan korkmayınız, Benden korkunuz ve Benim ayetlerimi az bir paraya satmayınız! Kimler Allah'ın indirdiği (Kitap) ile HÜKÜM vermezse işte onlar kafirlerdir! (Maide 43,44).
Resulullahı Allah’ın Kitabı ile hüküm vermeye mecbur eden bu ayetlere rağmen, O’nun Allah’ın kitabı ile hüküm vermediğini (ve hatta Kurana aykırı hüküm verdiğini) iddia etmek ne büyük bir talihsizliktir. ‘Buhari ve Müslimi hakem kabul etmedikçe iman etmiş olamazsınız’ diyen İhsan Şenocak ve ‘Resulullah –Kuran dışı vahiyle- Kurana aykırı hüküm koyabilir’ diyen Ebubekir Sifil (ve tabi ki onlar gibi düşünen herkes), Maide 43,44 ayetini düşünerek okurlarsa, Resulullahı ne ile itham ettiklerini –dehşete düşerek- görebilirler.
Son olarak şu ayetleri hatırlatalım;
Kim Rahman’ın zikrinden (Kur'an’dan) uzaklaşır/ona şaşı bakarsa (ona) bir şeytanı musallat ederiz ve (o şeytan) onun yakın bir dostu olur. O şeytanlar, onları doğru yoldan alıkoyar, onlar ise kendilerini hidayette sanırlar (Zuhruf 36).
SEN, SANA vahyedilen (Kur’an’a) sımsıkı sarıl. Çünkü SEN doğru yol üzerindesin ve muhakkak ki o (Kur'an) hem SENİN için hem de kavmin için bir öğüttür. Ve hepiniz ileride ondan sorumlu tutulacaksınız (sual olunacaksınız) (Zuhruf 43,44).

Yorum Gönder

 
Top