Menu
 

Ateistlerin Afyonu
çeviren: Ekrem Senai 
[Orjinali Turkish Daily News'da yayınlandı]
KRYNICA-ZDROJ — Bu küçük Polonya kentinin ismini telaffuz etmek kadar ulaşmak da zor. Bu sevimli kaplıca bölgesine ulaşmak için, önce Varşova’ya, oradan Krakow’a uçmanız ve ondan sonar da 200 kilometrenin üzerinde karayolu yolculuğu yapmanız gerekiyor. Bu uzun ve rüzgarlı- bugünlerde ise sağanak yağışlı- yol, “Doğu Avrupa’nın Davosu” dedikleri bu bölgede her Eylül’de binlerce kişinin toplanmasına engel olamıyor. Kyrnica Ekonomik Forumu, Orta Avrupa’dan, eski Sovyetler Birliği ülkelerinden ve daha birçok bölgeden; devlet başkanları da dahil üst-düzey
siyasetçileri, ve işadamlarını ağırlıyor.
Bu yıl ben de TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı)’nınn oluşturduğu “Türk takım”ındaydım. Görevim, Avrupalıları, Türklerin AB’ye girmesinin mevcut birliğe zarar değil, bilakis birçok fayda getireceğine ikna etmekti. Diğer türk konuşmacıların ve dikkatli, açık görüşlü dinleyicilerin sayesinde, mesaj sanırım yerine ulaştı.
Bu eski komünist (fakat henüz kapitalist olmamış) yerde, en ilginç sohbeti fuayede iki hukukçuyla yaptık. Birisi Polonya’dan, diğeri ise Britanya’dandı. İşlerinde başarılı ve açıkça çok zeki kişilerdi ve aynı felsefeyi paylaşıyorlardı: İkisi de ateistti ve ikisi de tarih boyunca dinin kötü bir güç olarak kullanıldığı görüşündeydi. Birisi “İnsanlar yüzyıllarca Tanrı için birbirlerini öldürdüler,” diyordu tutkuyla, “din bizlere sadece ölüm getirdi.”
Tanrı için öldürmek
Bu argümanı radikal sekülaristlerden sıklıkla duyuyorum. Şüphesiz içinde doğruluk payı var. Evet, insanoğlu tarih boyunca kutsal savaşlarda birbirlerini öldürüp durmuş. Modern zamanlarda ise, birbirimizle Tanrı adına karşı karşıya gelmeyi bıraktığımızdan, savaşmak için çabucak başka sebepler buluvermişiz. Dini olmayan ideolojiler, örneğin nasyonalizm, faşizm ve komünizm son iki yüzyılda yüzlerce milyon masum insanın ölümüyle sonuçlandı. Aslında dinlerin sebep olduğu nokta, modern seküler vahşiliğin eline su dökemez. Hitler’in gaz odaları ve Pol Pot’un ölüm tarlaları insanlık tarihinde eşi görülmemiş caniliklerdir.
Şurası apaçık belli ki insanlar, Tanrı dışındaki sebeplerden de birbirlerini öldürebiliyorlar. Belki de insane doğasında savaşa sebep olan böyle bir dürtü var ve önem verdiği şeyler uğruna insan, insanı öldürebiliyor. Değer verdiği şey din de olabiliyor, ama ideoloji de, kabile de, devlet de ve en basitinden zenginlik ve güç de olabiliyor.
Anti-din evanjeliklerinin görmezlikten geldiği diğer bir konu ise büyük dinlerin ve inançların insanlığa yaptığı katkılar… Radikal aydınlanma resmi retoriği bize inancın hakim olduğu orta çağların “karanlığı”ndan bahsedip durur- Türk versiyonu da Osmanlı zamanlarıyla ilgili benzer şeyler söyler durur-ama gerçek bu kadar basit değildir. Tarihçi Rodney Stark’ın içeriğini başlığında özetleyen kitabında , “Tanrının Şanı için: Monoteizm nasıl Reformlara, Bilime, Cadı-avına ve Köleliğin Bitişine yol açtı,” açıkladığı gibi Judeo-Hristiyan mirası, Batı medeniyet tarihine sadece utanılacak sayfalar değil ama birçok çarpıcı avantajlar da getirmiştir.
Aynı şey İslam için de söz konusudur: Peygamber Muhammed’in (S) mesajı, kabile Araplarından; sanat ve bilimlerin geliştiği bir dünya imparatorluğu çıkartmıştır. İslam’ın altın çağında, yedinci ve onikinci yüzyıl arasında, Orta Doğu, dünyanın bilim ve sanat merkezi olmuş; Batı’nın çok sonraları kavuşacağı klasik bilgiler, müslümanlar tarafından muhafaza edilmiş ve geliştirilmiştir. İslam’dan önceki dönemde hiç denilebilecek kadar az bilim, felsefe, edebiyat ve mimariye sahip Türkler gibi göçebe devletler de, bu din sayesinde aydınlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu gibi haşmetli bir imparatorluğun; Türklerin pagan kalabalıklar olarak yaşamaya devam etmesi durumunda ortaya çıkabilmesi çok su götürür.
İnsanın, dinlerin bu önemli katkılarını görmesi veya dünya çapında milyonlarca fakir ve muhtaç insana yardım yapan dini hayırseverliği takdir etmesi için inançlı olmasına gerek yoktur Sadece objektif olması yeter… İşte radikal ateistlerin eksik kaldığı nokta budur. Örneğin dini “virüs” ve inanca dayalı eğitimi “çocuk suistimali” olarak nitelendiren dünyanın en ünlü ateist evanjelistini, Richard Dawkins’I ele alalım. İngiltere’de Channel 4′te yayınladığı belgeselin adı bile din’I nasıl gördüğü konusunda çok açık bir fakir veriyor: “Tüm kötülüklerin kökeni?” Soru işareti belli ki editörün müdahalesiyle eklenmiş, içerik ise açıkça Dawkins’in fanatikliğini gözler önüne seriyor.
Mantığın Ötesinde
Ateistlerin çoğunun gözden kaçırdığı üçüncü bir nokta da şudur: Her ne kadar “bilim ve mantık” dışında bir şeyi takip etmediklerini iddia etseler de, düşünceleri kabul edilmesi için iman etmekten başka bir çare olmayan bir inanç olmaktan kurtulamıyor. Agnostiklik tamamen mantığa dayalı bir pozisyon olabilir, ama ateist olmak böyle değil, çünkü ateist hiçbir empirik kanıta sahip olmadan Tanrının olmadığını öne sürüyor. Felsefeci Norman L. Geisler ve Frank Turek’in kitapları, “Ateist olacak kadar inançlı değilim-I Don’t Have Enough Faith to Be an Atheist,”de belirttikleri gibi, insanın tanrının olmadığı konusunda “iman” etmesi için çok inançlı olması gerekiyor. Bu hiçbir temele dayanmayan inanca apaçık bir gerçek gözüyle bakmak ise, Marx’ın ifadesini ödünç alırsak, ateistlerin afyonu nitelemesini hakediyor.
Bu da ateizm ve onun dayandığı seküler felsefelerin de birer inanç sistemleri olarak değerlendirilmesi gerektiğini anlamamıza yardımcı oluyor. Ayrıca, geleneksel dinlerde olduğu gibi, bunların da ılımlı ve radikal versiyonları olabilir, barışçı veya şiddete dayalı yollarla yorumlanabilirler. Dinsel köktencilik gibi seküler bir köktencilik de pekala mevcut olabilir.
Bu felsefi sonucun önemli politik sonuçları da var. Çünkü bu sonuç bizlere, seküler demokrasilerin sadece geleneksel dinlere değil, ateist temellere dayanan modern olanlarına da eşit mesafede kalması gerektiğini gösteriyor. Sekülerlik, anti-teistik felsefelerin yanında olmayı gerektirmemeli.
Bir başka deyişle, rejim seküler olmalı, sekülerist değil - birçok ülkede, özellikle Türkiye’de bu ayırımın yapılmasına çok fazla ihtiyaç var.

Yorum Gönder

 
Top