Menu
 

Hadislerin Kur'an'a, Mütevatir Sünnete Ve Akla Arzı İle ilgili Notlar... 
(1)
Kendi asrında ve sonraki dönemlerde, hadis ve hadis usulü hususunda otorite kabul edilen Hatib el-Bağdadi, El-Fakih ve'l-Mütefakkih adlı eserinde, Muhammed b. İsa b. Tabba'dan naklen şunları kaydetmektedir;
"...Nebi'den (s.a.w) sana gelen her bir rivayet hususunda, eğer sahabesinden herhangi birinin o rivayetle amel etmediği sana ulaşırsa, o rivayeti reddet.
Sika ve güvenilir bir ravi, senedi muttasıl bir haber rivayet ettiğinde, o rivayet şu sebeplerle reddedilir;
1. (Rivayetin), Aklın gerektirdiklerine muhalif olması... Böylece, ilgili rivayetin geçersizliği bilinmiş olur...
2. (Rivayetin), Kitab'ın nassına ya da mütevatir sünnete muhalif olması. Böylece, ilgili rivayetin bir aslının olmadığı ya da mensuh olduğu bilinmiş olur..."
(El-Fakih ve'l-Mütefakkih, c. 1, s. 354)
(قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى بْنِ الطَّبَّاعِ: «كُلُّ حَدِيثٍ جَاءَكَ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَبْلُغْكَ أَنَّ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِهِ فَعَلَهُ فَدَعْهُ»
إِذَا رَوَى الثِّقَةُ الْمَأْمُونُ خَبَرًا مُتَّصِلَ الْإِسْنَادِ رُدَّ بِأُمُورٍ:
أَحَدُهَا: أَنْ يُخَالِفَ مُوجِبَاتِ الْعُقُولِ فَيُعْلَمُ بُطْلَانُهُ , لِأَنَّ الشَّرْعَ إِنَّمَا يُرَدُّ بِمُجَوِّزَاتِ الْعُقُولِ , وَأَمَّا بِخِلَافِ الْعُقُولِ , فَلَا
وَالثَّانِي: أَنْ يُخَالِفَ نَصَّ الْكِتَابِ أَوِ السُّنَّةِ الْمُتَوَاتِرَةِ , فَيَعْلَمُ أَنَّهُ لَا أَصْلَ لَهُ أَوْ مَنْسُوخٌ )

(2)
Hatib el-Bağdadi, El-Kifaye Fi İlmi'r-Rivaye adlı eserinde şunları kaydetmektedir;
"...Ahad haber; aklın hükmü, Kur'an'ın muhkem ve sabit bir hükmü ve bilinen sünnet ile çelişki arz ettiğinde kabul edilmez..."
(s. 432)
(...وَلَا يُقْبَلُ خَبَرُ الْوَاحِدِ فِي مُنَافَاةِ حُكْمِ الْعَقْلِ وَحُكْمِ الْقُرْآنِ الثَّابِتِ الْمُحْكَمِ , وَالسُّنَّةِ الْمَعْلُومَةِ...)
(3)
Şafilerin önde gelen alimlerinden Ebu İshak eş-Şirazi, el-Lüma' fî usûli’l-fıķh adlı eserinde şunları söylemektedir;
"Sika bir ravi, bir haber rivayet ettiğinde, o rivayet şu sebeplerle reddedilir;
1. (Rivayetin), Aklın gerektirdiklerine muhalif olması... Böylece, ilgili rivayetin geçersizliği bilinmiş olur...
2. (Rivayetin), Kitab'ın nassına ya da mütevatir sünnete muhalif olması. Böylece, ilgili rivayetin bir aslının olmadığı ya da mensuh olduğu bilinmiş olur..."
(el-Lüma' fî usûli’l-fıķh, s. 83)
(...إذا روي الخبر ثقة رد بأمور:
أحدها: أن يخالف موجبات العقول فيعلم بطلانه لأن الشرع إنما يرد بمجوزات العقول وأما بخلاف العقول فلا.
والثاني: أن يخالف نص كتاب أو سنة متواترة فيعلم أنه لا أصل له أو منسوخ...)
(4)
Ebu Hanife'nin öğrencisi İmam Ebu Yusuf, er-Reddu Ala siyeri'l Evzai adlı eserinde, İmam Evzai'ye hitaben şunları kaydetmektedir;
"...Kendisinden bilinmeyen şeylerin çıktığı, fıkıh ehlinin tanımadığı, Kitap ve sünnete uymayan rivayetler çoğalmıştır...
...Hakkında rivayet gelmiş olsa bile, Kur'an'a muhalif olan (bu haber) Allah Rasulü'nden değildir..."
(s. 31)
(...وَالرِّوَايَةُ تَزْدَادُ كَثْرَةً وَيَخْرُجُ مِنْهَا مَا لَا يُعْرَفُ وَلَا يَعْرِفُهُ أَهْلُ الْفِقْهِ وَلَا يُوَافِقُ الْكِتَابَ وَلَا السُّنَّةَ...
...فَمَا خَالَفَ الْقُرْآنَ فَلَيْسَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَإِنْ جَاءَتْ بِهِ الرِّوَايَةُ...)


Bu ehlisunnetin bir kriteridir. Mesela Hz Nuh'un gemisi tufandan sonra Kabe'yi tavaf edip 2 rekat namaz kıldı, rivayetinin reddedilme sebeplerinden biri, akla aykırı olmasıdır.

Yorum Gönder

 
Top