Menu
 


PROTEİN- ŞAŞIRTICI BİR TASARIM MADDESİ

21Nisan 2008
Mike GENE



Tüm canlılar proteinlere bağlıdırlar. Bu sebeple, bazen kaç insanın, proteinlerin ne kadar olağanüstü yapılar olduklarını durup düşündüklerini merak ederim. Kendi vücudunuz ele alalım. Eğer yeterince derine inebilirseniz, temel bir organ sisteminin, bir proteinin ya da bir dizi protein çevresinde yer alarak meydana geldiğini görebilirsiniz.
Ya kaslarınız ? Actin ve myosin adlı gerilip-açılan proteinleri bir düşünün! Beyniniz ya da sinirleriniz? Elektrik sinyallerini üreten ve taşınmasını sağlayan zar reseptörlerini ve kanalları düşünün! Ya kanınız? Kanınıza oksijeni taşıyan hemoglobini düşünün! Peki ya sindirim sisteminiz? Aldığınız tüm besin molekülerini (tabi ki içerlerindeki proteinleri) parçalayan enzimleri düşünün! Ya kemikleriniz ve eklemleriniz? Yapıları birbirine bağlayan collageni düşünün! Saçlarınız ve deriniz? Dayanıklı ve güçlü keratin adında bir proteini düşünün! Salgı bezlerini ? Onları ortaya çıkaran hormonları ve reseptörleri düşünün! Ya bağışıklık sisteminiz? Vücudunuzun koruyucuları antibodileri düşünün…!
Proteinleri tasarım maddesi olarak görürken aslında birden onların olağanüstü çok yönlü, tüm amaçlar için işlev oluşturma özelliğini sergileyen bir özdek olarak karşınıza çıkması karşısında dumura uğrarsınız.
Proteinler ışık üretebilir, ışığı ortaya çıkarabilir, ya da ışığı iyon ve kimyasal enerji üretmek için kullanabilir. Proteinler bir sinyal gibi davranabilir ya da sinyalleri yakalayabilir. Proteinler hareketi meydana getirir ve motorlar gibi işlev sergilerler. Onları bir şeyleri birbirine bağlamak ya da birbirinden ayırmak için kullanabilirsiniz. Proteinler binlerce kimyasal reaksiyonda katalizör görevini üstlenirler, minicik ve iri moleküllerin taşınmasını üstlenirler, büyük mesafelerde sinyalleri taşırlar ve oluşan hataları düzeltirler. Proteinler basit fiber yapılardan son derece karmaşık ve gelişmiş moleküler makinelere değin oldukça farklı şeklinde var olabilirler. Tek başlarına bir görevi yerine getirebilir ya da bir işlev bütünün parçası olabilirler. Proteinleri lipitlerle birleştirin; elinizde canlı yapıları bölümlere ayırmak için kontrol edilebilir mükemmel bariyerleriniz olsun. DNA ile birleştirin ve elinizde düzenlenebilir ve paketlenebilir bir kromozon olsun. RNA ile birleştirin bu sefer elinizde proteinleri üreten ve genleri mükemmel olarak bölen makineleriniz olsun. Proteinleri bir şeylerin evriminde de kullanabilirsiniz; evrimde oldukça etkili süreçler olan gen duplikasyonu, tekrar birleştirme ve yatay gen transferi gibi işlemler tahmin edebileceğiniz gibi proteinlere bağlıdırlar. Hatta proteinleri sert bir kaplumbağa kabuğu yapmak, yumuşak bir tavşan kürkü elde etmek ve ördeğin uçuş tüylerini oluşturmak için bile kullanabilirsiniz.
Birileri, tüm evrende proteinlerden daha çok yönlü bir tasarım maddesi bulunup bulunmadığını merak edebilir. Fakat dahası da var. Hayata milyarlarca yıldır bu tip bir akıl almaz çok yönlülük ve işlevsellikle hizmet eden proteinlerin merkezinde oldukça benzer bir yapım süreci vardır. Şimdi bu bir tasarım maddesidir: Bir yapım süreci binlerce kez birleşerek yine binlerce işlev ortaya çıkarmaktadır.
Tüm bunlar oldukça ilginç sorulara neden olmaktadır. Örneğin, proteinler ve yapım süreçleri olmadan kör saatçi ne ifade edebilir? Proteinler ve içlerindeki potansiyel gizli işlevleri olmadan, kör saatçi yetersiz ve sakat bir varoluşla kimsenin varlığını fark edemeyeceği bir şey oluyor olmaz mı? Öyleyse kör saatçi ne derece bir saygınlığı hak ediyor?
Elbette, eğer proteinlere dair her şey, onların (Dawkins, Dennett,) söylediği gibi, bazı amino asitlerinbirden katalizör grup şeklinde hareket edip, ya da şans eseri olarak küçük peptitlerin üzerine kilitlenerek çapraz bağlayıcı işlevi yerine getirip işe koyulmasıyla oluşuyordur. Hatta belki de buEVRENDE ŞANSA DAİR EN BÜYÜK OLAY, son derece sıradan bir maddenin içersindeki gizil güçle, kör saatçiyi oldukça etkileyici bir tasarım taklitçisine dönüştürüyordur. :)
Orjinal metin için tıklayın…
Çeviri-Mustafa Ajlan ABUDAK

Yorum Gönder

 
Top